Tarık Othan yazdı: Baran, li ser behrê dibare (*)

Çelişkiler, nasıl bir şehirde yaşadığımızın ipuçlarını veriyor.

İlk veri TÜİK’in İstatistik Araştırma Dergisi’nde yer alan Doç. Dr. Nuri Çelik imzalı “Türkiye’de Hane halkı Yoksulluğunu Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi” başlıklı makaleden: En fazla yoksul hanen yüzde 16 ile Diyarbakır ve Şanlıurfa’da.

Bir de yoksulluğun tanımı var tabi! Dar anlamda yoksulluk: Açlıktan ölme ve barınmadan yoksunluk. Yani öldüren yoksulluk.

Diğeri bilimsel olarak “Geniş anlamda yoksulluk” diye tanımlanıyor yani öldürmeyip süründüren! İnsan hayatının sürdürülebilmesini sağlayan gıda, giyim ve barınma gibi temel ihtiyaçlara sahip olmasına rağmen yaşadığı çevrenin genel seviyesinin gerisinde kalmayı ifade ediyor.

Gelelim çelişkinin ikinci ayağına.

Bir diğer veri de Merkez Bankası konut fiyat endeksinden; Buna göre yıllık bazda artış yüzde 96’yı aşarak rekor kırdı. Fiyatlarda en yüksek yıllık değişimin yaşandığı iller yüzde 117,8 ile Aydın, Denizli ve Muğla’da görüldü. Bu illeri yüzde 115,9 ile Antalya, Burdur ve Isparta; yüzde 111,1 ile Diyarbakır ve Şanlıurfa takip etti.

Bir yandan pahalı konutların olduğu ve yoksulun hayal bile edemediği konutlar, beri yandan başını sokacağı derme çatma da olsa bir barınmayı hayal edemeyen insanlar.

Bir dönem Diyarbakır’ın ortadan ikiye bölündüğü ile ilgili bir tabir vardı. Bağlar, Şehitlik, Ofis ve Sur’un olduğu Urfa Yolunun doğu tarafındaki yoksullukla, Batı tarafı olan Diclekent, Mahabad Bulvarı ve şimdilerde Stad civarı (Ki bu bölgede TOKİ konutları da var) arasındaki yaşam ve lüks farkına vurgu yapardı.

Son yaşanan ve süren ekonomik kriz ile oluşan korkunç dalgalanma ile aradaki fark epey açıldı.

Geçtiğimiz yıl Aralık ayında (4 ay önce) Paris merkezli Inequality Lab tarafından paylaşılan Dünya Eşitsizlik Raporu'nun 2021 yılı sonuçlarına göre, zenginler servetine servet katarken yoksulların daha da yoksullaştığını gözler önüne serdi.

Rapora göre dünya genelindeki milyarder sayısı, 2021'de rekor kırdı. Milyarderlerin toplam serveti bir yıl öncesine göre yüzde 75 arttı. Son 25 yılda ulusal serveti iki katına çıkan Türkiye'de servetin dağılımdaki eşitsizlik derinleşti. Ülkede en yoksul yüzde 50'nin ortalama geliri yıllık 20 bin 260 TL. En zengin yüzde 10'luk kesim ise bunun 23 katını kazanıyor, yani 463 bin 20 TL yıllık gelir elde ediyor.

Durumu özetleyen bir Kürt ata sözü derki; Baran, li ser behrê dibare. Yani yağmur denizin üzerine yağar. (*)

Meselenin özeti bu, başka söze hacet var mı?

Var da biz yine atasözlerine sığınalım; anlayan anlasın; Bir Kürt atasözü der ki; Dil heye, teqet tunne ye. Yani gönül istiyor da güç yetmiyor…

O da çok zor ama yazı sonu dileği olsun bu da; Sağlıkla kalın!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tarık Othan Arşivi