Sağlıkçılardan 'Beyaz Nöbet' eylemi!

Sağlıkçılardan 'Beyaz Nöbet' eylemi!
Sağlık çalışanlarının özlük haklarını içeren düzenlemenin Meclis’e getirilmesi için Türkiye genelinde ‘Beyaz Nöbet’ eylemi başlatan TTB, talepleri...
Sağlık çalışanlarının özlük haklarını içeren düzenlemenin Meclis’e getirilmesi için Türkiye genelinde ‘Beyaz Nöbet’ eylemi başlatan TTB, talepleri karşılanmadığı takdirde 8 Şubat’ta greve gideceklerini duyurdu

Hakları için 15 Aralık’ta greve giden sağlık çalışanları, ikinci kez greve gitmeye hazırlanıyor. Özlük hakları ve sağlıkta şiddetin son bulması gibi taleplerle dün Türkiye genelinde ‘Beyaz Nöbet’ eylemi başlatan sağlık çalışanları, özlük haklarına ilişkin düzenleme Meclis’e getirilmediği takdirde 8 Şubat’ta greve gideceklerini duyurdu. Bu kapsamda Türkiye genelinde başlayan ‘Beyaz Nöbet’ eylemi kapsamında sağlık örgütleri Diyarbakır’da da açıklama yaptı. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi önünde yapılan açıklamaya Diyarbakır Tabip Odası, SES, Diş Hekimleri Odası, Veteriner Hekimler Odası, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası, Türk Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği ile Mezopotamya Psikologlar İnisiyatifi temsilcileri katıldı. Açıklamayı yapan Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Elif Turan, “Nasıl bir sağlık hizmet düzenidir ki, resmi rakamlara göre bile her gün 50 sağlık çalışanı sözlü ya da fiziksel olarak şiddete maruz kalmaktadır” dedi.

‘Saldırganlar karakolun ön kapısından girip arka kapısından çıkıyor’

Hastanelerin sağlıkla değil şiddetle anılmaya başladığını ifade eden Turan “Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesi yoğun bakım servis kapısını barikat ile kapatmaya çalışan sağlık emekçileri halen hafızalarımızdadır. Hasta yakınlarının tekmeli saldırısına uğrayan gebe hemşire, kafasında mermer blok kırılan hekim, boğazı kesilmeye çalışılan sağlık emekçisi, her gün her dakika elinde bıçakla, tabancayla sağlık emekçilerini canlarıyla tehdit eden yeni bir hasta yakını. Olan biteni akılla, vicdanla, insanlıkla izah edebilmenin olanağı kalmamıştır. Yaşanan bunca şiddet vakasına rağmen ne yazık ki gelinen noktada samimi adımların atılmadığını, şiddetin hız kesmediğini görüyoruz. ‘Sağlıkta Şiddet Yasası’ göstermeliktir, sağlık emekçilerinin tepkilerini sönümlendirmek içindir, üstelik etkin biçimde de uygulanmamakta, saldırganlar karakolun ön kapısından girip arka kapısından çıkmaktadır” şeklinde konuştu.

‘Her gün dozu artan şiddet olguları ile karşı karşıya kalmaktadır’

“Sağlıktaki şiddeti; sadece hasta yakınları ve hastaların bizlere uyguladığı fiili şiddet olarak tek başına ele almıyoruz” diyen Turan şöyle devam etti: “İdari baskılar, mobbing, angarya çalıştırma, liyakatsız yöneticilerin uygulamaları gibi farklı şekillerde şiddet yöntemleri de uygulanmaktadır. Ülkemizdeki şiddet iklimi ve faillere yönelik cezasızlığın şiddeti körüklediğini biliyoruz. Dünden bugüne yöneticilerin sağlık çalışanlarını şiddetin hedefi haline getiren itibarsızlaştırıcı söylemleri bugün geldiğimiz noktanın en önemli sebeplerindendir. ‘Sağlıkta Dönüşüm Programı’ sağlık çalışanlarının canına kastetmektedir. Bu program sonucu oluşturulan kışkırtılmış sağlık talebi, muayene sürelerinin 5 dakikaya kadar indirilmesiyle göğüslenmeye çalışılmakta, yıllık acil servis başvuru sayısı toplam nüfusundan fazla olan dünyadaki tek ülke olmamızla sonuçlanmaktadır. Artan angarya ve iş yoğunluğu altında ezilen sağlık çalışanları her gün dozu artan şiddet olguları ile karşı karşıya kalmaktadır.”

‘Şiddete daha ne kadar seyirci kalınacak?’

Sağlık çalışanlarının özlük ve mali haklarında iyileştirme yapılmadığını söyleyen Turan şunları kaydetti: “Artık yeter, sağlık emekçileri yaptıkları işe yabancılaşmış durumdadır. Hayatlarıyla meslekleri arasına sıkıştırılan, emeklerinin karşılığı ödenmeyen sağlık emekçileri bu cendereden kurtuluş olmadığını düşünmekte, mesleklerini yurtdışında yapmanın imkânlarını araştırmaktadır. Memlekette kalanlarsa özellere akın etmektedir. Kendisi de bir özel hastane zinciri patronu olan Sağlık Bakanı bu durumdan hoşnut bile olabilir ancak bundan zarar görenler yine özellerde çalışan sayısı arttıkça mali haklarında gerileme yaşayacak olan, iş güvencesinden mahrum bırakılmış sağlık emekçileri olacaktır. Gerekli önlemlerin alınması için daha ne beklenmektedir? Şiddete daha ne kadar seyirci kalınacaktır?”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.