HAK-PAR: Kürtler için statü talep ediyoruz

HAK-PAR: Kürtler için statü talep ediyoruz
HAK-PAR Genel Başkanı Düzgün Kaplan, “Kürt sorununun demokratik barışçıl bir şekilde çözülmesi gerektiğine inanan milyonlarla kişi var ve bir talepleri...

HAK-PAR Genel Başkanı Düzgün Kaplan, “Kürt sorununun demokratik barışçıl bir şekilde çözülmesi gerektiğine inanan milyonlarla kişi var ve bir talepleri de var ‘statü’. Biz burada federasyon talebinde bulunuyoruz” dedi.

Gülbahar ALTAŞ/YENİGÜN ÖZEL - Hak ve Özgürlükler Partisi (HAK-PAR) öncülüğünde Diyarbakır’da akademisyen, hukukçu, yazar ve eğitimcinin katılımıyla ‘Seçimlerde Kürt Aydınlarının Tutumu’ toplantısı düzenlendi. Toplantıda 15 katılımcı söz alırken, konuşmacılar Ahmet Türk’ün 21 Mart’ta Diyarbakır’da düzenlenen Newroz etkinliğinde ‘İktidar partisine oy veren Kürtleri ahlaksızlıkla suçlayan’ konuşmasına da tepki gösterdi.

Kürtçe ve Türkçe yapılan konuşmalarda, HAK-PAR’ın seçimlere katılmaya hak kazanmasının sevindirici olmakla birlikte cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin Kürtler için önem taşıdığına dikkat çekildi.

Toplantıda, HAK-PAR Genel Başkanı Düzgün Kaplan, Ali Öncü, İbrahim Güçlü, Mustafa Özer, Ömer Özmen, Osman Karavil, Mehmet Celal Baykara, Vedat Koçak, Aziz Yağan, Hatip Özer, Reşit Karakaya, Sabahattin Korkmaz, Can Gülşenoğlu, Vera Koyi, Refik Karakoç, Sevgi Çelik ve Semra Arçan yaptıkları konuşmada, Kürtler arasında diyalog ve birlik çağrısında bulunurken, Kürtlerin seçimde iki ittifakı da desteklememesi gerektiğine de ifade edildi.

[caption id="attachment_147815" align="alignnone" width="800"] HAK-PAR Genel Başkan Düzgün Kaplan[/caption]

‘PKK, 45 YILLIK SÜRE İÇERİSİNDE SAVAŞLARIYLA ÇÖZÜM SAĞLAYAMADI’

Toplantı sonrası Diyarbakır Yenigün’e konuşan HAK-PAR Genel Başkanı Düzgün Kaplan; PKK ve uzantılarının 45 yıllık süre içerisinde savaşlarıyla, belediyeleriyle, milletvekilleriyle Kürt sorununu çözemediğini söyledi. Kaplan, “Hak ve Özgürlükler Partisi, olarak günümüz koşullarına uygun bir partidir. Seçim hem Türkler hem Kürtler için önemlidir. Biz Kürt sorununu belki bu gündeme taşıyabiliriz. Kürdistan'da Kürtlerin temel haklarını savunan yeni bir oluşum, bir dönüşüm sağlayabiliriz. Mesela; Türkiye siyasetinde 20 yıllık bir parti iktidar var. Muhalefet diyor ki; ‘20 yıllık uzun bir süredir bir değişim şarttır. Bence Kürdistan’da da değişim şart yani Kürdistan'da PKK ve uzantılarını 45 yıllık süre içerisinde savaşlarıyla, belediyeleriyle, milletvekilleriyle bu sorunu çözemediler. Yeni bir anlayışa ihtiyaç var. Bizde diyoruz ki bunu güçlendirebiliriz. Bunun için de mevcut ittifaklar dışında Kürdistani partiler var. Bir öneri götürdük; onlara dedik ki, HAK-PAR olarak seçime girme hakkı var. Bu hakkı sizinle paylaşmak istiyoruz. Oradan bize bir cevap gelmedi. Bu siyasi partilerin dışında geniş bir bağımsız yurtsever aydın kesimi var. Bu süreci onlarla da paylaşmak için çağrı yaptık, bugün de toplantı oldu. Başarılı bir toplantıydı aydınların desteği de çıktı. Yani bir nevi bizim için bir seçim çalışması aynı zamanda da Kürt yurtsever birliğinin temelleri atılmış oldu” dedi.

“KÜRTLERE STATÜ TALEP EDİYORUZ”

Kürt partisi olarak seçime girdiklerini dile getiren Kaplan, “Kürt sorununun demokratik barışçıl bir şekilde çözülmesi gerektiğine inanan milyonlarca kişi var ve bir talepleri ‘statü’. Biz burada federasyon talebinde bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.

20 yıldır iktidarda olan AK Parti’nin eski oylarını alamayacağını savunan Kaplan, HDP’ye de tepki göstererek, şunları söyledi:

‘BİZİM GİBİ BİR PARTİNİN BÜYÜMESİ DEVLET AÇISINDAN DA OLUMLUDUR’

‘Ben sana 100 belediye verdim, milletvekili verdim ama sen götürdün onu hendeklerde gömdün’ diyen ve ona da karşı çıkan bir seçmen kesim de var. Bir diğer anlamda bir arayış içerisindeler. Biz de diyoruz ki bu sene HAK-PAR seçenek olursa Kürtler yanlış kanala gitmiş olmazlar. Eğer biz bunu yapamazsak seçenekler kim olur? Lozan'da olduğu gibi bugünkü sistem partileri olur. Bu nedenle de biz bu süreçte sürprizlerin de olacağını düşünüyoruz. Yani hatırı sayılı bir oy alabiliriz. Yüzde 7 barajını aşamayabiliriz ancak Türkiye'deki siyasetin bir gündemini oluşturacak bir yapıya ulaşabiliriz. Muhataplık tebliği temel sistemlerin üzerinde yani şansları, milletvekili ya da partilerinin gündeme gelmesi verir. Yani savunduğumuz şeyler alakalı. Bizim savunduğumuz statüde şimdi böyle bir imkân var. Aslında bizim gibi bir partinin büyümesi devlet açısından da olumludur. Kürt sorunu net ortaya koyabiliyor. Devlet bazen özellikle bu ana akım medyada ‘Kürtler ne istiyor?’ Sordukları kişiler gerçekten Kürtlerin temsilcileri değil. Yani niye değil, çünkü Kürtler temel haklarından haberleri yok. Doğru cevaplar vermiyorlar. Eğer bizim gibi net bir parti olursa bu Türkiye'deki devlet açısından, sorunun çözümü açısından da önemlidir.”

TÜRKİYE’NİN VE ORTADOĞU’NUN TEMEL SORUNU KÜRT SORUNUDUR

Türkiye'nin, Ortadoğu'nun temel sorununun Kürt sorunu olduğunu vurgu yapan Kaplan,

“Kürtler gerçekten kendi yaşadıkları topraklarda kadim bir millet ve sonradan gelenlere de hep yardımcı ve destek olmuş. Bu durumu Türklerin ilk Anadolu'ya gelişinde de görebiliyoruz, İttihat ve Terakki’nin ilk kurulduğunda ve Cumhuriyet’in ilk kuruluşunda da görebiliyoruz. Türklere her zaman iyi niyetli destek olmuşlar fakat temel haklarını alamamışlar. Yani mevcut devlet sistemi de Kürtleri yok saymış, üstüne bir de dilini, kültürünü, kendisini yok etmek için hep müdahale etmiş durumdadır. Biz de diyoruz ki; yani bu sorun çözülmediği sürece Ortadoğu'ya huzur gelmez. Türkiye'ye hiç gelmez. Bizim açımızdan bu sorun çözülmeli. Parti olarak bu sorunun çözümü de eşitlik temelinde misafiriz. Fakat parçası olarak diyoruz ki, biz Türklerle Kürtler eşitlikçi bir federatif yapıda yaşayabilir” diye konuştu.

Türkiye’de Kürtler için federasyon talebinde bulunan ve Belçika ve Hollanda sistemlerine atfeden Kaplan, “Fransızlar ile Hollandalılar bir araya gelip Belçika'yı kurmuş. İlginçtir; Hollandalı, Hollandalı ile kurmamış devlet, Fransa'da Fransalı ile kurmamış tam tersine, Hollanda'ya, Fransa'dan gelip Belçika diye demokratik bir ülke kurmuşlar. Bence bunu Türkiye’de yapabiliriz. Bir milletin çözümü de kendi kendini yönetmesidir” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’DE TOPLUMLAR BİRBİRİNE DÜŞMAN DEĞİL”

Türkiye’de halk ve toplumların birbirlerine düşman olmadığını savunan Kaplan, “Bence eğer demokratik ve iyi bir ortam olursa birbirlerini ikna edecekleri kanaatindeyim. Çünkü 45 yıllık bir savaş var biliyorsunuz; 100 binin üzerinde insan öldü. Sadece Kürtler ölmedi ki, Türkler de öldü. Şimdi askere giden Kürt ve Türk çocukları da var. O ailelere de ateş düştü. Yani eğer siz Kürt sorununu doğru bir kanaldan barışçıl yoldan anlatırsanız mutlaka barışçıl bir çözüm bulunacaktır” dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.