“Muhtar Ana”dan siyasetçilere çağrı; Halkın sıkıntılarını onlardan dinleyin!

“Muhtar Ana”dan siyasetçilere çağrı; Halkın sıkıntılarını onlardan dinleyin!
Diyarbakır’ın tek kadın muhtarı olan Bağlar Muradiye Mahalle Muhtarı Dilek Demir, yönetimin artık gençlere bırakılması gerektiğini söyledi. Vekil...
Diyarbakır’ın tek kadın muhtarı olan Bağlar Muradiye Mahalle Muhtarı Dilek Demir, yönetimin artık gençlere bırakılması gerektiğini söyledi. Vekil koltuklarında hep yaşlıların olduğunu savunan Demir, “Asıl cevher gençlerimizde, kadınlarımızda, onlara yer açın. Bırakın artık koltuklarda oturanlar değişsin” dedi.  Siyasetçilerin halkın içinden çıktığını ancak daha sonra kendilerini halkın dışında gördüğünü belirten Demir, “Siyasetçilerden tek ricam var, lütfen halkın arasına karışsınlar yardımcılarından halkın sıkıntılarını dinlemesinler, birinci elden dinlesinler” çağrısında bulundu

Ahmet Baran/ YENİGÜN ÖZEL– Diyarbakır’ın Merkez Bağlar İlçesindeki Muradiye Mahalle Muhtarı olan Dilek Demir, geçtiğimiz günlerde Meya Ajans tarafından üçüncüsü düzenlenen "Altın Toprak" ödülleri gecesinde, yılın en iyi muhtarı ödülüne layık görüldü.  Kentin tek kadın muhtarı olan Dilek Demir, muhtarlık sürecini ve yapmış olduğu çalışmaları Yenigün Haber'e anlattı.  Muhtarlık konusunda almış olduğu kararın kadınları cesaretlendirdiğini belirten Demir, muhtar olmasının ardından şehrin birçok mahallesinde kadın muhtar adaylarının çıktığını kaydetti.  Bu duruma çok sevindiğini ifade eden Demir,  “İkinci dönemde kadınlar yönetimde beni görürler daha aktif olurlar, cesaret alırlar düşüncesindeydim. Öyle de oldu ve ikinci dönemde Diyarbakır’da 100 kadın muhtar adayı oldu. Her mahallede 3-4 kadın hatta Bağcılar mahallesinde 7 kadın muhtar adayı vardı. Bu tablodan gurur duydum. Bu Dilek muhtarın serdiği halının eseriydi ve buna çok sevindim. Ama maalesef seçim sonunda 100 adaydan hiçbiri kazanamadı ve yine Dilek Anne tek başına kaldı” dedi.

‘Keşke bütün muhtarlar kadın olsa’

Diyarbakır’ın muhtar anası olduğunu kaydeden Muradiye Mahallesi Muhtarı Dilek Demir, “Güneydoğu’da erkek egemenliği her alanda olduğu gibi yönetimde de ağır basıyor. Bu tablonun değişmemesine çok üzüldüm. Keşke bütün muhtarlar kadın olsa diyeceğim ama tabii her kadın da her erkek de bir değil. Ama keşke Dilek Annelerin sayısı çoğalsa. 8 yıldır öyle bir aşkla, azimle çalışıyorum ki, Diyarbakır’ı bırakın il dışından, ülke dışından bizi tanıyanlar var. Azimle, aşkla yapılan işin sonu gerçekten mükemmel oluyor.  Kadın kadına daha rahatlar ve her dertlerini, sırlarını paylaşıyorlar. Herkese bir anne sıcaklığında yaklaşıyorum. Evet mahallenin yüzde 60’ı bana destek verdi ama ben geri kalan yüzde 40’ın da gönlünü kazanmak zorundaydım. Aday olduğumda afişlerime bıyık çizenler, kalp çizenler vardı. Tabii öncesinde kadın muhtar görmemişlerdi ve bunları da normal karşılıyorum. Muhtarlığın kapısından girerken Muhtar Abe diye giriyorlar. Bana muhtarı soruyorlardı. Muhtar olduğumu öğrenenler inanamıyordu. Sonra konuşuyoruz, sohbet ediyoruz, işlerini yapıyorum ve çıkarken ise ‘Dilek abla keşke bütün Diyarbakır’ı kadınlar yönetse’ diyorlar. Muhtar Abe ile içeri girenler çıkarken, keşke kadınlar yönetse diyor ve bu çok güzel bir duygu” diye konuştu.

‘Anne sıcaklığında gönüllere dokunmaya çalışıyorum’

Toplumda eskiye bir bağlılık ve yeniye açık olmama durumunun olduğunu kaydeden Muhtar Demir,  “Biraz kadın kadını kıskanır, biraz erkek egemenliği ve biraz da muhtarlık imajında erkek figürü algısı çok fazla olması kadınların tercih edilmesinin engelleri olarak öne çıkıyor. Yani, eskiye bir bağlılık ve yeniye açık olmama durumu var. Şöyle ki, aynı ailede eşi ve çocukları kadın adaya oy verdiği halde kadın oy vermiyor. Halbuki bir kadın kadına daha rahat açılabilir, sıkıntısını daha rahat ifade eder. Tabii sonuçta seçilmek siyasettir ve tek kelime ile bin tane oy da kazanabilirsiniz bin tane oy da kaybedebilirsiniz. Güven vermek ve gönüllere dokunmak siyasette çok önemli. Ben de naçizane, anne sıcaklığında gönüllere dokunmaya çalışıyorum. Anne sevgisi hiçbir sevgi ile kıyas edilemez. Ben bu hizmeti anne şefkati ile yapıyorum. Bana muhtar demeyin ana deyin diyorum” diye belirtti.

 ‘Yönetimi gençlere bırakmalıyız’

Seçilmişlerin yıllarca oturdukları koltuğu işgal etmemesi gerektiğinin altını çizen Demir, “Verim azaldığında, kapasite düştüğünde yerini gençlere bırakmalı diye düşünüyorum. Koltuğa yapışmamak, açgözlü olmamak lazım. Oturduğun koltuk seni ahirete götürmeyecek. Cenazeni mi o koltuktan kaldıracaklar, bırak ve gençlere alan aç. Böyle olmaz. Öyle gençlerimiz var ki, pırlanta gibi fikirleri var. Gençlerimizin fikirlerini hep önemserim. Gençlerimizin kafası zehir gibi çalışıyor. Yönetimi biraz da onlara bırakmak lazım. Vekil koltuklarında hep yaşlılar var, neden? O koltuklarda gençlerin ve kadınların ağırlıkta olması daha iyi değil mi? Niye genç bir kadın vekil olmasın?  Asıl cevher gençlerimizde, kadınlarımızda, onlara yer açın. Bırakın artık koltuklarda oturanlar değişsin. Para zoruyla değil, halka hizmet aşkıyla, halk desteğiyle insanlar o koltuklara otursun. İktidarın eski zihniyeti değiştirmesi lazım. Bu böyle sürmez. Vekillerin adaylık için verdiği paraya bakmayacaksınız, halkla bütünleşmesine bakacaksınız. Halkla iç içe midir, halk vekilini tanıyor mu buna bakacaksınız. Bir mahalle muhtarı olarak şuan bir belediye başkanından bir vekilden daha fazla oy alıyorum. Parasını veren koltuğu satın almamalı. Koltuk satın alma dönemi kapanmalı” ifadelerini kullandı.

‘Halkın gerçek manada hizmete ihtiyacı var’

Siyasetçiler halkın içinden çıktığını ancak daha sonra kendilerini halkın dışında gördüğünü savunan Muradiye Mahallesi Muhtarı Dilek Demir kendisinin bir partiye gitmesi durumunda böyle olmayacağını vurguladı. Demir şunları söyledi;

“Dilek Anne gelenler arasında gerçeği, sağlamı görmeye çalışıyor. A Partisi, B Partisi, C Partisi benim için fark etmiyor. Ben hangi partiye gidersem gideyim oraya Dilek Anneyi götüreceğim. Dilek Annenin kurallarını, disiplinini, çalışma tarzını, hizmet aşkını götüreceğim. Ben nereye gidersem kendimi oraya götüreceğim. Kimsenin kalıplarının içine girmeyeceğim. Bu mahallede ne isem orada da o olacağım. İster kabul etsinler isterse de etmesinler ben neysem oyum. Ben gittiğim yere hak, hukuk aramak için gideceğim. Ben oraya insanımıza hizmet için gideceğim. Ben oraya propaganda için gitmeyeceğim. Ben oraya gerçek manada hizmet için gideceğim. Halkın gerçek manada hizmete ihtiyacı var. İnsanların işe ihtiyacı var, insanlar aç, sefil, perişan durumda. Madde bağımlılığı gittikçe artıyor ve bunun önünü almamız lazım. Çocuklara, gençliğe el atmamız lazım. Okuma salonlarının, kütüphanelerin sayısını çoğaltmamız lazım. Gençliğin spor yapma olanaklarını arttırmamız lazım.

‘Siyasetçiler halkın içine karışmalı’

Siyasetçiler halkın içinden çıkıyor ama sonra kendilerini halkın dışında görüyorlar. Dilek anne olarak siyasetçilerden tek ricam var, lütfen halkın arasına karışsınlar yardımcılarından halkın sıkıntılarını dinlemesinler, birinci elden dinlesinler. Halkın sıkıntılarını dinleyin, bu halk gerçekten çok çekti, çok yaralı, çok sıkıntıları var. Bağalar’a da belediye başkanı olmak isterim, ili de yönetmek isterim, kendimde o potansiyeli görüyorum. Ben de bu halkın çocuğuyum. Özel araç kullanmıyorum, otobüsle, dolmuşla gidiyorum. Marketten alışveriş yapmıyorum, pazara gidiyorum. Ben bir vekil de olsam çıkıp pazardan alışveriş yapacağım, çünkü olması geren budur. 50 koruma alıp halkın içine girmek değil. Dilek anne olarak görevlerime devam edeceğim ister muhtar, Belediye başkanı veya vekil olarak her ne olursa olsun.” (Haber Merkezi)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.