Occo Mahabad Yazdı: Mikael ve Kürt Dünyasının Ermeni Dengbêjleri - I

Çocukluğumun geçtiği en güzel yerlerden biridir Van. Van kozmopolit ve sıcakkanlı insanlarıyla kişiye huzur veren ender yerlerdendir.Farklı milliyetlerin birbirine saygı duyarak yaşadığı Van’da elinde rakı kadehi, eski püskü gramafonuyla rahmetli amcamın yakın dostu 96 yaşında vefat eden Ermeni Mikael aklımdan hiç gitmez. Dengbêj Gulê’nin varlığını ilk ondan duymuştum.

Gulê, Ermeni bir papazın kızıdır. Bütün Kürt dengbejlerin tanıdığı Gulê, bir dönem Eleşkirt Kalesi olarak da bilinen Toprakkale'de Sürmeli Mehmet Paşa’nın dengbêjliğini yapmıştır. Anlatılanlara göre Evdalê Zeynikê gördüğü bir rüyadan sonra dengbêjliğe başlar. Evdal bir gün duyar ki Gulê Hamur’da bir düğüne katılır. Önüne gelen dengbeji yenen Gulê’nin methini duyan Evdal onunla atışabilmek için apar topar Hamur’a gider. Üç gün üç gece süren atışmadan sonra Gulê Evdal’e yenilir. Ama Gulê yemin etmiştir kendisini atışmada yenen erkekle evlenecektir. Evdal’den 'ben evliyim, mutluyum başkasıyla evlenmek istemem' cevabını alınca köşesine çekilir. Sürmeli Mehmet Paşa, Evdal’ın Gulê’yi yenmesinden sonra onun kendi dengbêji olmasını ister. Uzun uğraşlardan sonra Evdal’ı ikna eder. Evdal uzun yıllar boyunca Sürmeli Mehmet Paşa’nın hem dengbêji hem dostu hem de en yakın danışmanı olur.

Sürmeli Mehmed Paşa, Doğubeyazıt’taki sarayın sahibi İshak Paşa’nın torunudur. Sürmeli Mehmet Paşa Osmanlı yönetiminin 1865 yılında Adana yöresindeki Kozanoğlu isyanını bastırmak için kendisinden destek istemesi üzerine 400 süvarısiyle birlikte Evdal’ı da yanında götürür. Alman araştırmacı Wolfram Eberhard  Kozanoğulları’nın Kürt olduğundan ve Yavuz Sultan Selim döneminde buraya sürgün edildiklerinden sözeder. Kozanoğlu isyanı hem halk şairi Dadaloğlu’nun dizelerinde hem de Evdal’ın Wey Xozanê- Kozan Destanı klamında hayat bulmuştur.

Evdal ve Gulê’den bahsetmişken Evdal hakkında bilinen bazı yanlışlara da değinmek isterim. Gulê Evdal’ın eşi yada sevgilisi değildir. Evdal’ın eşinin ismi Ayşe’dir. Her ne kadar Evdal’ın Gulê’ye platonik aşkından söz edilse de bu mesele çok kesinliğe kavuşmuş değildir. Çoğu kimse Evdal’ın Tarxanê Qelenyê'nin dengbêji olduğu hakkında yanlış bir bilgiye sahiptir. Ama Tarxanê Qelenyê'nin dengbêji Şêx Silê’dır. Evdal’ın geceli gündüzlü bir hafta süren atışmadan sonra Şêx Sılê’yi yendiği her dengbêjin dilindedir. Temo, Evdal’dan olma çocuğu değildir, üvey evladıdır. O dönemde Acemler ile Türkler arasında çıkan çatışmalardan kaçan Evdal ve ailesi yolun kenarında kundaklanmış bir bebeğe rastlar. Evdal eşi Ayşe’ye iki evladımız var bununla da üç olsun der. Temo, Evdal’ın sahip çıktığı, büyüttüğü evlatlık oğludur. Evdal, ona iyi bir dengbêj olan çok sevdiği mert dostu Temoyê Egîd’in ismini vermiştir.

Ailenin tek evladı olan Mikael’in bütün ailesi Kırım günlerinde katledilir. Van Artos’ta yaşayan iyi kalpli, çocuksuz, yoksul bir Kürt köylüsü tarafından aylarca mağaralarda öldürülmesin diye saklanır. Yıllarca Mikael’i öz evladı gibi büyütür, korur. Mikael vefalıdır. Babası bildiği bu büyük yürekli adam ayaşlık günlerinde ölene kadar büyük bir sevgiyle sahip çıkar.

Ermeni Mikael’in en çok sevdiği dengbêjlerden biride kendisi de Ermeni olan Karapetê  Xaço’ydu. Dayımın İran Kürdistan’ından getirdiği teybi almış ona hediye olarak götürmüştüm. Bir hafta sonra Mikael’i, yanına gittiğimde teybin üstünde yanık sesiyle çığıran Karapet’in şarkılarını amcam ile beraber dinlerken buldum. Amcam çok rakı içtiği için hep kızardı Mikael’e. Mikael hırslanır amcama: “Ulan Hemido iyi adamsın ama deli adamsın zaten biz Ermenilere akıllısı yanaşmaz, delisi yanaşır.’’ der, rakının tarihinden nasıl yapıldığından bahsederdi. Yıllar sonra anladım ki yaşadığı bütün acıları, sıkıntıları sadece rakıyla unutabiliyordu.

Karapetê Xaço Ermenistan Devleti’nin ona vermiş olduğu pasaporta göre 3 Eylül 1900 yılında günümüzde Batman Beşiri’ye bağlı Binatlı (Bileyder) köyünde Ermeni bir ailenin 4 çocuğundan biri olarak dünyaya gelir. Resmi adı Garapet Khaçaturyan'dır. O zamanlar Diyarbakır’a bağlı olan bu köy daha sonra Batman’a bağlanır.

Soykırım yıllarında anne ve babası Bileyder köyündeki evlerinde, kendisi ve kardeşlerinin gözü önünde kurşuna dizilerek öldürülür. Orada bulunan bir askerin yardımı sayesinde kardeşleri Abraham, Manuşak ve Xezal ile birlikte hayatta kalır. Bu korkunç olay gerçekleştiğinde o henüz 7-8 yaşlarındadır. Bir süre kardeşleriyle birlikte kimi zaman dilenerek çok zor koşullarda yaşamlarını sürdürmek zorunda kalırlar. 11-12 yaşlarında ablasının evli olduğu, Ermenilerin korunduğu aşiret beyi Filîtê Quto’nun köyüne yerleşirler. Sesinin güzelliği sayesinde bölgede çabuk tanınır. Filîtê Quto’nun ölümü üzerine söylediği klam o köydeki bütün hayatını değiştirir. Filîtê Quto’nun oğlu Hesenê Filît’in isteği üzerine onun dengbêji olur, yıllarca klamlarını dengbej divanlarında seslendirir.

Araştırmacı yazar Zeynelabidin Zınar’ın 1994 yılında Mele Xelil’den (İmam Halil) aldığı bilgilere göre, Tehcir yıllarında Hesenê Filît köyünde bulunan yaklaşık 80 Ermeniyi herşeyi göze alarak Çavuş Bazo’ya teslim etmez, katledilmelerine engel olur. Hesenê Filît ve silahlı aşiret insanlarından korkan Çavuş Bazo bu durumu kabullenerek köyden ayrılmak zorunda kalır.

Karapet 1929 yılında o dönem Fransa Devleti egemenliğinde bulunan günümüz Suriye sınırları içinde bulunan Rojava’nın Qamışlo bölgesine göç eder. İşsiz güçsüz kalan Karapet Fransız Lejyonuna katılır. 1936 yılında ömrünü birlikte geçireceği büyük bir aşkla bağlı olduğu Yevaya Hagopê Ezîz ile Qamışlo’da evlenir.

15 yıl boyunca Qamışlo, Heseke ve Derezor'da Fransızlara asker olarak hizmet eder. O yıllarda kendisiyle aynı lejyonda askerlik yapan Kürtlerin ünlü sanatçılarından Seîd Axayê Cizîrî ile yakın dost olur. 15 yıllık askerlik hizmetinden sonra emekli olur.

1946 tarihinde Suriyeli milliyetçiler ve İngilizlerin baskısıyla yönetimi bırakma kararı alan Fransa tüm ordularını Suriye’den bir plan dahilinde geri çekmeye başlar. Ordunun Suriye’den çıkma kararı ile birlikte Karapet’in hayatı sil baştan değişir. Fransız Ordusunun Fransa’ya gel yerleş önerisini kabul etmez. Yüreğinde hep Ermenistan’a yerleşme vardır. Sovyetler Birliği yönetiminin, diasporadaki Ermenileri ülkelerine davet etmesiyle, 1946 yılında ailesiyle birlikte Suriye’den Ermenistan’a göç eder. Uzun yıllar bulabildiği her işi yaparak çok zor koşullar altında yaşar.

Erivan Radyosu Kürtçe bölümü 1955 yılında haftada üç gün ve onbeş dakika olmak üzere test yayınına başlar. İlk iki yıl radyonun başkanlığını Casimê Celîl yapar. Moskova’da toplanan heyetin aldığı karar ile 1957 yılından 1981 yılına kadar başkanlığını yapacak olan Xelîlê Çaçan göreve getirilir. Sovyetler Birliği'nin 1991 yılında dağılması ile radyonun finansmanı kesilir ve sınır dışı yayın yapmasına olanak sağlayan radyo vericileri kaldırılır.

Karapetê Xaço, Xelîlê Çaçan’ın gayretleriyle Erivan Radyosu’nun Kürtçe bölümünde çalışmaya başlar. Xelîlê Çaçan döneminde sesi kaydedilir ve arşivlenir. Erivan Radyosu’nda yüzlerce klam söyler. Radyo aracılığıyla sesini tanımayan kalmaz. Sesi Kürtler tarafından çok sevilir, klamları her yerde ezberlenip söylenmeye başlar.

1976 yılında eşi Yevaya Hagopê Ezîz’in vefatı Karapet’i derin bir yasa boğar. Yeva ile olan evliliğinden altı çocuk ve on beşten fazla torun sahibi olur. Karapet ölene kadar eşinin eksikliğini duyarak yaşar.

Çocuklarından Araksi 1942 yılında Qamışlo’da, Sêrop 1944’de Lübnan’a bağlı Beyrut’ta doğar. 1946 yılında Suriye’den Batum üzeri Ermenistan’a giderken daha altı aylık olan Antranik bilinmeyen sebeplerden dolayı vefat eder. 1948 yılında Anahit doğar. Anahit 7 Mayıs 2010 yılında Kîrovakan’da yaşamını yitirir. Halen Erivan’da yaşayan Sîranûş 1951 yılında dünyaya gelir. Altıncı ve en küçükleri olan Xatûn (Hatun) 1955’de dünyaya gelir. Xatûn Ermenistan’da Eçmiadzin’e bağlı 4. Solhoz köyünde yaşamaktadır.

Bütün ömrünü sanatına adayan Karapetê Xaço 15 Ocak 2005 tarihinde Ermenistan’ın başkenti Erivan’da 4. Solhoz köyünde ailesi ve sevenleri tarafından son yolculuğuna uğurlanır. Devam Edecek

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Occo Mahabad Arşivi