Mahmut Bozarslan Yazdı: Mesleğinden Utanmak
Bu satırları mesleğini hakkını vererek, onuruyla yapan, bu uğurda bedel veren meslektaşlarımı tenzih ederek başlıyorum. Onların emeği karşısında saygıyla eğiliyorum…
Mesleğe ilk başladığım zamanlardaki cevval halimi gören rahmetli babam hep, “Oğlum simit satsan da para kazanırsın, geçimini sağlarsın. Kendini niye bu kadar harap ediyorsun?” derdi. Keşke öyle yapsaydım, mesleğimizin bugün düştüğü halleri görmeseydim.
Bugün nihayet aylardır beklenen Covid-19 aşıları yapılmaya başlandı. Bütün gazeteciler çekim yapmak, haber yapmak için hastaneye koştu… Çok önemli bir olay… Bütün tartışmalar baki kalmak kaydıyla, aşının yapılmaya başlanması önemli bir olay…İlk aşı olacak sağlık çalışanları…Herkes olayın öneminin farkında ama asıl farkında olması gerekenler, yani gazeteciler, umursamıyor bile. Burada hepsini kastetmediğimin altını bir kez daha çizeyim…
Önemli bir kısmı resmen aşılama çalışmalarını sabote etti. Evet resmen sabote etti…Nasıl mı? Aşı yapılırken canlı yayın şovu yapacaklar diye sağlıkçılara kan kusturdular resmen. Aşı odası zaten ufacık ve orada canlı yayın yapmaya çalışıyorlar. Hadi doğru olmasa da, buna eyvallah…Peki ya sonrası? Görevli, şırıngayı hazırlıyor, aşıyı yapacak, ‘durun yayına bağlanalım sonra yapın’… Zavallı görevli ne yapacağını şaşırdı…Biraz öylece bekledi…Yayına bir türlü bağlanmayınca doktor uyardı, ‘Aşı bozulacak’…. Dinleyen kim? Bir de utanmadan ‘Ya birkaç saniyeyle ne olacak?’ diyor biri… Ne mi olacak? Aşı bozulacak belki, bozukluk yapılana yan etki yapacak, rahatsızlanacak… Ne uğruna? Senin birkaç dakikalık canlı yayın şovun için…O aşı ne zorluklarla yapıldı, Diyarbakır’a ulaştı biliyor musun? Kimler için umut biliyor musun? Hani salgın nedeniyle işini kaybedenler var ya, umutla bekledikleri gündü bugün. Belki salgın dizginlenir ve işlerine dönerler. Hani canla başla salgınla mücadele eden sağlık çalışanları var ya, hani hakları ödenmeyen, emekleri görülmeyen sağlık çalışanları… Umutla bugünü bekliyorlardı…Ama bütün bunlar kimin umurunda… Bir iki dakikalık canlı yayın şovu olsun gerisi hava cıva….(bu manzara değişik odalarda birkaç kez tekrarlandı)
Büyüklerimiz bize böyle öğretmedi… Basın-Yayın ya da İletişim mekteplerinde de böyle öğretildiğini sanmıyorum. Peki nedir bu utanılası durum? Hakikaten sizden bir kez daha utandım bugün… Tabi bu sahadaki ekibin değil, merkezdekinin suçu. Gazeteciliği tüccar kafasıyla yaparsan, ortaya bu ucubeler çıkar.
Canlı yayınlar bittikten sonra ben de bir odaya girip çekim yapayım dedim. Odadaki görevli, ‘Nasıl yapayım, ne yapmamı istiyorsunuz?’ diye sordu. Şaşırmakla birlikte onu çok iyi anlamıştım. ‘Özel bir şey yapmanıza gerek yok. Siz bize uymayın, biz size uyacağız’ dedim. ‘Bugün ilk kez işime saygı gösteren bir gazeteci gördüm’ dedi. Hem duygulandım hem utandım hem kızdım…
Bir yandan uğurda bedel verenler ve bir yanda bu tipler…Bunları gördükçe köyüme geri dönme isteği daha da depreşiyor…
Mahmut BOZARSLAN/mahmut.bozarslan@gmail.com