Tarık Othan yazdı: Kent Hafızası: Kuyumcu vurgunu mu?

Diyarbakır o kadar hareketli bir şehir ki kentin gündemine kimi zaman yetişemiyoruz.

Bu haftaki gündemimiz bir ay içinde gerçekleşen kuyumcu vurgunları.

Çetelesine girmeye gerek yok, Haziran ayı içerisinde meydana gelen iki ayrı olayın en güncelinden ele alalım.

Önce sosyal medyaya ardından haberlere düştü kötü haber.

23 Haziran günkü haberlerde malum başlıkla servis edildi; Diyarbakır’da bir kuyumcu vurgunu daha!

22 milyon 750 bin TL’lik bir rakam telaffuz ediliyor bu kez. Failler de kısa zaman içinde ya teslim oldu ya da yakalandı.

Adana ve Osmaniye polisiyle yürütülen çalışmada akraba oldukları belirtilen C.Y. S.Y. ve E.Y. Osmaniye’de, M.Y. M.Y. ve E.A. ise Adana’nın Pozantı ilçesinde yakalanarak gözaltına alınırken 3 kişi tutuklandı.

Emanet diye isimlendirilen ziynet ve paralar aslında belirli bir işletim (ya da siz buna faiz deyin) karşılığı kuyumculara teslim ediliyor.

21 Haziran 2020 tarihinde Zerya Gold kuyumculukta patlak veren olayda da anlaşıldığı gibi zaman zaman mağdurlar vali, başsavcı ve polisler de olabiliyor(!)

Bunların paralarını bankalar dururken neden bu gibi yerlere emanet ettiğini artık siz düşünün!

Bir Kuyumcu arkadaşım, bu tür kişilerin kaçması ve batmasının en büyük nedenini aldıkları emanet para, döviz ve altına faiz vermeleri; verdikleri büyük faizler karşısında dayanamayıp battıklarını günün sonunda da ödeyemez duruma gelince kaçtıklarını anlatıyor.

Adettendir, bu gibi olaylar sonrası ilgili yerlerden uyarı ve açıklama gelir.

Diyarbakır Kuyumcular ve Sarraflar Odası (DİKO) Başkanı Mehmet Yüksel, kâr karşılığında kuyumculara para veya altın bırakılmasını doğru bulmadıklarını ve buna ilişkin yıllardır açıklamalarda bulunduklarını belirterek, “Bir kuyumcu eğer sana kâr veriyorsa o zaman binlerce kişiye veriyordur. Kuyumcunun öyle bir kazancı yok ki. Demek ki gerçekten zor durumdalar ki, ihtiyacı var diye yurttaşlardan faiz karşılığında altın ve para alıyor. Hiçbir vatandaş kar anlamında esnafa emanet bırakmamalı. Emin olun ihtiyacı olmayan bir kuyumcu o emaneti almaz.”

Peki, mağdurların tümü yakalanan kuyumculardan paralarını alabiliyor mu?

Bu da ayrı bir muamma.

Kuyumcu arkadaşım, “Çaresiz durumda kalanlar ne kurtarsam kârdır mantığıyla kimi zaman anlaşmak zorunda kalıyor. Bu da paralarını değerlendirmek isterken daha çok zarar etmelerine neden oluyor. Günün sonunda kaybeden hep mağdurlar” diyor.

Son söz; Gelin vazgeçin bu yoldan, varsa paranız ya da ziynetiniz en sağlamından  en güvenli limanda tutun ve bu türden yollara başvurmayın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tarık Othan Arşivi