Tarık Othan yazdı: Kent Hafızası; Husumet Kavgaları

Her ne kadar bölgenin diğer illeri kadar olmasa da Diyarbakır’da husumetli aileler ile kavgalar baharın sonundan şimdiye ne hikmetse arttı.

Bölge genelinde nesiller boyu devrolan arazi davalarının aile kavgalarını arttırdığı bilinen bir sebep-sonuç ilişkisi. Bölgede mal paylaşımında kadınların hakkına düşen arazi ve mülkleri çoğu zaman erkekler zorla gasp ediyor.

Toprağa dayalı üretim ilişkilerinin hala güçlü olduğu Güneydoğu bölgesinde, bir süredir duran toprak kavgaları son zamanlarda yeniden hortlamaya başladı.

Daha önce devletin sert eli, ardından örgüt korkusu nedeniyle sorunlarını öteleyen aileler, gevşeme ile birlikte toprak ve mülkiyet için çoğu zaman silahlara sarılıyor.

Özellikle bölgede kimi zaman adeta katliama dönüşen arazi kavgalarında aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu onlarca kişi yaşamını yitirdi.

Husumetin kahır ekseriyeti; paylaşılmayan araziler ve mülkiyet savaşları…

Bölgede kanunun hiçe sayıldığını ve gücü elinde bulunduran ailelerin oluşturduğu zora dayalı tahakkümleri zaman zaman karşılıksız kalmıyor ve azdan az çoktan çok mantığı işliyor.

Tümbunlara rağmen sorunları çözmek adına geliştirilen diyalog yöntemi de güçlüye taraf işliyor. Kim daha kalabalıksa süreç o kadar zorlaşıyor. Bu noktada devlete yapılan başvurular da sonuca ulaşamadığı gibi toplulaştırma çalışmalarının da etkili olduğu vurgulanıyor.

Bundaki öncelikli sebep de Bölgede devletin kimi kaygılarından kaynaklı bir otorite boşluğu.

Önce mal paylaşma üzerinde oluşan anlaşmazlıklar zamanla düşmanlığa kadar varıp geneli silahlı kavgalara, ölüm ve yaralanmalara kadar ulaşıyor.

Sonra da akla zarar kavgaların ardından aracılar üzerinden bir şeylerden feragatle barış çabaları başlıyor.

Ne kadar çatışma varsa bir o kadar da barışma çabaları oluyor.

Ölüm ve yaralanma üzerinde oluşan kayıpları telafi etmek ve düşmanlık tohumları daha derinlere ulaşmadan çözme çabaları siyasi partiler, kanaat önderleri eliyle uzlaşıyla çözülmeye çalışılıyor.

“Bu aşamaya kadar gelmesine ne gerek var?” dediğinizi duyar gibiyim.

Altta yatan ana sebep güç eksenli tahakkümle hukuk oluşturma çabası.

Tabi bu güç oluşturma çabalarında devletin örgütle mücadelesinde yer alan nispeten kalabalık ailelerin daha avantajlı durumda olduğundan söz ediliyor.

Bölgede terörle mücadele addı altında devletin bir denge oluşturma çabasının yarattığı içinden çıkılmaz durum ve bunda yer alan aile ya da aşiretlerin avantajı kullanma çabaları da var.

Bölgedeki feodal yapı bu şekilde kullanıldığı sürece benzeri durumların yaşanmaması zor.

Bu türden ailelerin kırsalda oluşturduğu güç gelişime açık kentlere de nüfuz etmiş durumda. Mevcut durum güçlü ailelere her alanda avantaj sağlarken, ezilenleri dışa iten anlayış aşılmadığı sürece çözüm zor gibi görünüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Tarık Othan Arşivi