Mutluluk

Kimisi için sırılsıklam yağmurun altında ıslanmaktır mutluluk, kimisi için hüzündür yağmurun altında sırılsıklam ıslanmak.

Her kişinin mutluluğu farklıdır.

Kimimiz ufak şeylerden bile mutlu oluruz. Kimimiz çıtayı yüksek tutar mutlu olmaya çalışırız. Kimimiz mutluluğu yükseklerde tuttuğumuz için bir türlü mutlu olamayız. Ufak şeylerden mutlu olmayı kaçırırız. Her kişi için değişir demiştik mutluluk. Bence mutluluk: kendi yüzümüzü güldürmek değildir. En güzel mutluluk bir başkasının yüzünü güldürmektir. Onun mutluluğuyla mutlu olmaktır. Diye düşünürüm sürekli… Anneniz, babanız, eşiniz, çocuklarınızın Mutluluğu size mutluluk katmıyor mu? Veya kış gününde üşümüş iki eli ısıtmak, karnı aç gezen fakiri doyurmak, hata sokak hayvanlarını doyurmak, onların bile tebessümünü hissedebilirsiniz. Siz yeter ki mutlu olmak isteyin. Mutlu olmak maddi olarak güçlü olmak anlamına gelmez. Maddi olarak ne kadar zengin olursan ol, mutluluk o maddi güce gelmez. Beli bir süre mutlu olduğunu zannedersin sonra: “Her şeyim var ama mutlu değilim dersin.” Tolstoy hayatın anlamı kitabının arka kapağında ufak bir hikâye: Bir gün çok zengin bir adam oğlunu yanına alarak, insanların ne kadar fakir olabileceğini göstermek için onu bir köye götürdü. Çok fakir bir ailenin evinde bir gün-bir gece geçirdiler. Şehre dönerken baba oğluna sordu: “Yolculuğumuzu nasıl buldun?” “Çok güzeldi babacığım” diye cevap verdi oğlu. “İnsanların ne kadar fakir olabileceğini gördün değil mi?” “Evet.” “Peki, ne öğrendin?” “Şunu gördüm” dedi oğlu: “Bizim evde bir köpeğimiz, onların dört köpeği var. Bizim evde bahçenin yarısına gelen bir havuzumuz var, onların kilometrelerce uzunluğunda dereleri var. Bizim bahçede ithal lambalarımız, onların yıldızları var. Bizim taraçamız ön bahçeye kadar, onlarınki ise ufka kadar uzanıyor.” Ufaklık konuşurken, babası şaşkınlıktan tek kelime bile edemedi. Ve çocuk ekledi: “Ne kadar fakir olduğumuzu gösterdiğin için, teşekkür ederim babacığım!”

”Para mutluluk getirir mi?” bence para doyumsuzluğu artırır. Yani ne kadar geliriniz yükselirse o kadar masrafınız artar. Kazandığınız paraya göre hayatınızı şekillendirirsiniz. Para kazanmak, varlıklı olmak kötü değil elbette ama para kazanmayı amaç edinmek, zenginlik hırsına bürünmek, her şeyi mubah sayarak insanları basamak olarak kullanmak, bu yolda insanları ezerek bir yerlere gelmek size anı yaşatmaz ve ne kadar zengin olursanız olun mutluluğu satın alamasınız.

Birçok kez karılaştığım durum şu: çocuklarının hayalini aileleri kuruyor. Doktor olacaksın, avukat olacaksın…

Peki neden?

Sebebi para kazanmak, rahat yaşamak, çocuklarını düşündüklerini zannediyor aileler. Çocuğun hayal kurmasına o hedefte ilerlemesine izin vermiyorlar. Elbette tüm imkânları sunmak gerekir ama kendi hayalinizi çocuğunuza uygulamak ona zarar veriri. Bir örnek verelim: hayali ressam, müzisyen… Toplumun pek tercih etmediği bölümleri seçmek isteyen bir öğrenci ama aldığı puanla doktor, avukat, mühendis olabilir. Bu tercihler arasında, hayalini mi? Yoksa puanının getirdiği yerimi seçmeli? Bence hayalini, ona mutluluk verecek olan sevdiği işi yapmak. Ama toplum yüzünden kaygı duyacaktır. Çoğu kişi onu ahmak olarak tanımlayacaktır. Başta ailesi… Hayalinin peşinden gitmek cesaret gerektirir. Bu cesareti gösteren insanlar mutluluğu tadacaktır. Bir hedefiniz olsun. Ama o hedef yaşantınızın bir parçası olsun. Hayatınızın tamamını kaplamasın. Hayatınızın tamamını kaplayan hedef sizi mutsuzluğa düşürebilir. Hedefe kitlendiğiniz için yaşantınızın anını kaçırırsınız.

Bence, para bir araçtır, seni istediğin yere götürür. Amaç olursa onun istediği yere gidersin. Sen onu yönetmelisin o seni değil.

“Tanrım, bir gün bütün insanlara istedikleri kadar para ver ki asıl ihtiyaçlarının o olmadığını anlayabilsinler.” Jim Carrey

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi