Kutsal yolun aydınlığı üzerine

Bütün canlılar hayatta kalabilmek ve neslini devam ettirebilmek için çeşitli özelliklerini geliştirmişlerdir. Bu amaçlar, kimi canlıların saldırı kimi canlıların ise savunma mekanizmaları oluşturmalarına hatta kimi canlıların ise hem saldırı hem de savunma mekanizmalarını ön plana çıkarmalarına sebebiyet vermiştir. Canlılar,temel savaş prensibi olan savun, saldır veya kaç yöntemlerinden durumlarına en uygun olan mekanizmaları tercih etmişlerdir. Canlılar ne kadar güçlü olsalar da bu yaşam döngüsünde günün birinde yenilgiyi tatmaya mahkum olacaklardır.

İnsan, en büyük güç devrimini zekasını evrimleştirmesiyle gerçekleştirmiştir. Zekasıyla güçlenen insan hem doğayla hem de doğanın bir parçası olan diğer canlılarla arasındaki savaşta büyük bir üstünlük sağlamıştır. Bu muazzam ancak kusurlu zeka ulaşacağı düzeyin henüz çok altındadır.

Özellikle diğer canlılarla olan hayatta kalma savaşında insan; fiziksel gücünü ikinci plana atarak daha etkili ve daha kolay bir yöntem olarak alet yapmayı öğrenmiştir. Zekası sayesinde doğadaki maddeleri işlemeyi öğrenen ilk insan büyük bir devrimin öncüsüdür.

Zekanın olgunlaşması, insanlara, zaman içinde hayatın tüm alanlarını düzenlemeye çalışmak gibi bir gereksinim hissettirmiştir. Bu hisle insanlar, doğaya karşı diğer canlılara karşı ve kendi türüne karşı verdiği mücadeleden zaferle ayrılma güdüsünü arttırmışlardır.

Zeka evriminin sonucu olarak bilinmelidir ki; doğal döngü gereği bu gelişme her insanda dengeli bir şekilde ilerlememektedir. Dehanın sahne aldığı an da tam olarak bu andır. Yaşadığı dönemin ilerisinde olan deha bu evrimsel ileriliğinin acısını çekmektedir. Yapabileceği pekte birşey yoktur çünkü deha; zekasının haykırışına engel olamaz. Çünkü o, bu acıya dayanacak kadar cesur olması gerektiğini bilmektedir.

Dehanın çektiği büyük acılardan biri; kendisinden çok geride olanların, uygulamadaki mevcut kuralları, insanlara aşılanan tabuları ve bariz yanlışları doğru kabul edip ,dehanın da bunlara uymasını beklemeleridir. Bunlara başkaldıran insanın saldırıya uğraması kaçınılmazdır. Ancak tüm bu zorluklara rağmen; gerçek bir zeka , gelecek nesillere umutla bakarak kendini ayakta tutar. Bu amansız mücadele sarp kayalara tırmanmaktan farksızdır!

İnsanlığın, evrenin gizemlerini çözmesi adına büyük sıçramalar yapan, oldukça uzun ilerlemelerin gerçekleşmesini sağlayan, zekalarını eserleriyle,keşif ve icatlarıyla kanıtlamış tüm bilim insanlarını, filozofları, sanatçıları ve yazarları unutmamalı ve onların aydınlattıkları yoldan ilerlenmelidir. Karanlığı dağıtacak olan güneş, ilk olarak cesurların gözlerinde belirecektir!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi