Ercan Çağlayan Yazdı: Afetlerin dili, dini, kimliği yoktur

Merhaba değerli okurlarım

Ülkemiz son zamanlarda afetlerle  mücadele ediyor. Bir yandan günlerdir süren orman yangınları, öbür taraftan yaşanan sel felaketleri....

Hatırladığım son verilere göre 45 il ve  220 lokasyonda çıkan orman yangınlarındaki acı bilanço şöyle;

Yıllık ortalamanın 9 katı kadar alan kül oldu.

7 vatandaş hayatını kaybetti.

700,ü aşkın kişi yaralandı. Sel sonucunda ise birçok vatandaşın evi zarar gördü. Geçim kaynağı olan hayvanları telef oldu.

Ölenlere Allah’tan rahmet yakınlarına başsağlığı, yaralılara da acil şifalar diliyorum. Sel felaketinde  zarar görenlere de büyük geçmiş olsun.

Türkiye tarihi boyunca sürekli beşeri yada doğal afetlere maruz kalmış, kalan ve maalesef kalmaya da devam edecek bir ülkedir. Bu nedenle kriz ve afet yönetimi konularında bilgi ve birikimli olmamız gerekiyor. Çünkü bu Bizim zayıf noktamız. Toplumların hayatta kalabilmeleri için zaaflarını, zayıf yönlerini bulup bunu güçlendirmeleri gerekir.

Meydana gelen afetlerin yaratmış olduğu hüznün yanı sıra Kriz ve afet yönetimindeki beceriksizliğimiz maalesef hüznümüzü perçinleştiriyor. Üniversitelerimizde bununla ilgili bölüm var. Hemde bol kontenjanlı. Fakat bol kontenjanlı olan bir şey daha var ki, maalesef mezun olanlar kriz ve afet yönetimi ilkelerini sayamadan ellerine diploma veriliyor. Nedir peki bu uygulama noktasında güçlük çektiğimiz kriz ve afet yönetimi?

Olmuş yada olması muhtemel afetlerin önceden belirlenip, kontrol altına alınmasını sağlamak, ve mümkün olan en ez zararla atlatmak için kriz ve afet yönetimine ihtiyaç duyulur. Bunun için ne mi yapmamız gerekiyor?

Herhangi bir afet meydana geldiğinde ilgili makamlara, tepe noktasına durum bildirilir. Bu erken müdahale ile olası büyük kayıplar minimize edilir. Tabi bunun için gerekli arama kurtarma ekipmanlarının hazır ve nazır olması gerekiyor. Yok efendim mazotu bitti. Arızalandı. Ekipmanlarımız yok ile olmuyor bu işler. Sonra afetlere bakadurursun öyle. Sadece izlemekle yetinirsin.

Kurtarma ve ilk yardım çalışmalarındaki koordinasyon sorunlarının giderilmesi lazım. Bölgeyi bilen bir yetkilinin koordinasyonuyla hareket edilmeli. Kuru kalabalıklardan kaçınılmalıdır. Konunun uzmanı olmadan oraya toplanan bakanların, milletvekillerinin, siyasi parti temsilcilerinin afet bölgesine girişleri engellenmeli. Bunu yapmak güç mü ister, başka bir şey mi bilmem ama olması gereken bu. Afet sonrası yaralarını sarmaya gitmenize kimsenin bir şey dediği yok. Afetlere müdahalede el ayak altında dolaşmaya kimsenin hakkı yok. Çok başlılık dediğimiz sorun ortadan kaldırılmalı ve afet yönetimi söz konusu bölgedeki mülki amirin kontrolü çerçevesinde sağlanmalıdır.

Afet öncesi yönetim kadar, afetzedelerin mağdur olmaması için afet sonrası yönetimde önemlidir. İhtiyaçlar listesi hazırlanmalı ve  yardımlar şeffaf ve adaletli bir şekilde dağıtılmalıdır. Yetkililerce bunun sağlıklı bir şekilde yapılıp yapılmadığının kontrolleri sağlanmalıdır.

Afetlerin dini, dili, kimliği, siyasi düşüncesi yoktur. Afetlere maruz kalmış bölge ve insanları, siyasi paradigmaları, yaşam tarzları, etnisiteleri ile kınamak yanlış bir tutumdur. Son afetlerde bunu görmedim ama zaman zaman karşılaştığımız bir sorun, maalesef.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi