İnsan olmanın gereği ne?

İnsan olmanın gereği ne?
Neslican Tay, 21 yaşında bir genç kız. Kanserle mücadelenin simge isimlerinden biri olmasının sebebi dört kez bu amansız hastalığı yenmesi ve mücadelesi...

Neslican Tay, 21 yaşında bir genç kız.

Kanserle mücadelenin simge isimlerinden biri olmasının sebebi dört kez bu amansız hastalığı yenmesi ve mücadelesi boyunca pozitif bir duruş sergilemesi.

Ne yazık ki yaşam mücadelesine yenik düştü ve 20 Eylül günü aramızdan ayrıldı.

Ailesi, yakınları kadar, siyasetçisi, sanatçısı ve sosyal medyadan mücadelesini izleyen herkes bu zamansız ayrılığa üzüldü.

O’nu farklı kılan ölümü kadar mücadelesi ile bir fark yaratmasıydı.

Ne yazık ki ayrıldı aramızdan bu güzel insan.

Herkesin başı sağ olsun.

Ama gel gör ki, bu mücadeleci ölümü; kendi ideolojik dar pencerelerinden lekelemek isteyenler çıktı.

Kimi inançsızlığından (!), kimi de giyiminden dem vurarak yaptılar bunu.

Akademisyen kimliğiyle Üsküdar Üniversitesi rektörü Nevzat Tarhan mesela, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Neslican Tay’ın “Belki kaybedeceğim ama savaşarak kaybedeceğim” sözünün yazılı olduğu fotoğrafı paylaşarak şu ifadeleri kullandı: “Neslican Tay kızımız çok çile çekti ama ümidini kaybetmedi, ölümle yüzleşebilseydi ölüm bilincine sahip olsaydı, seküler dünyanın dünyasallaşma rüzgarına kapılmasaydı dinlerin hayata anlam katma ve teselli gücünden faydalanabilseydi hastalığı düşman gibi görmezdi diye düşündüm.”

Bir kullanıcı ise “Nesl-i Han” isimli Twitter hesabından yapılan paylaşımda şu ifadeler yer aldı: “Neslican Tay ölmüş. Herkes cennete kavuştu diyor. Orasını Allah bilir. Yalnız bu çıplaklıkla biraz zor…”

Daha bedeni soğumayan Neslican Tay hakkında paylaşımlarına devam eden aynı kullanıcı bir diğer tweette ise, “Neslican için toprağı bol olsun diyen ışıklar için uyu diyen. Toprağı bol olunca ne oluyor ki. Işıklar içinde olmak için teheccud kılması, yoksa öyle ışık filan olmaz söyleyeyim. Öldü ve bitti. Gerisini Allah bilir. Dinden uzak yaşayanlar içinde Allah affetsin denir” dedi.

Neslican’ın bir röportajındaki sözleri hala aklımda: “Bacağım yok ama yaşam sevincim var! Bacağımın kesilmiş olmasının hayatımı etkilemesine izin vermeyeceğim. Ben bir bacaktan ibaret değilim ki… Çok daha fazlasıyım!”

İnsan olmayı, yaşam tarzıyla, inançla sınırlayan bu anlayışın Neslican’ın bu sözlerinden ders çıkarmalarını umuyorum: İnsan sadece inanç ve yaşam tarzından ibaret değil, bundan çok daha fazlasıdır aynı zamanda.

En acısı tıp mezunu ve Psikiyatri uzmanı hem de profesör mertebesinde birinden bu sözleri duymak.

Toplumdaki statüsü gereği ders vermek haddim değil ancak; cahil aklımla ben şuna inanırım: bir insanın öz ahlakı, vicdanı iyiyse hangi inançta, ideolojide olursa olsun ona değer katar, bunu yaparken aynı zamanda yaşamın değerlerine de anlam kazandırır.

Eğer öz ahlak ve vicdan kötüyse; hem o inanca zarar verir, hem de yozlaştırır, eksiltir, çürütür. En tehlikelisi de bu tip insanlar olsa gerek.

Çevremizde bu iki tezi de doğrulayacak binlerce insan var, yeter ki kafanızı kaldırıp iyice bir bakın.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.