‘Sokaklar sanat için özgür alanlardır'

‘Sokaklar sanat için özgür alanlardır'
Diyarbakır'ın Sur İlçesi'nde Sanat Sokakta Grubu, Sur duvarlarına resim yaparak, tarihi Sur sokaklarını renklendirdi. Grup üyelerinden resim öğretmeni...

Diyarbakır'ın Sur İlçesi'nde Sanat Sokakta Grubu, Sur duvarlarına resim yaparak, tarihi Sur sokaklarını renklendirdi. Grup üyelerinden resim öğretmeni Nazlı Ergen, galeriye gidemeyen insanlar için sokağı galeriye çevirmek istediğini belirtti

Şehriban ELEFTOZ/Yenigün özel

DİYARBAKIR YENİGÜN- Resim öğretmeni Nazlı Ergen daha önce yaptığı resimlerle Bağlar sokaklarını renklendirmişti. Bu kez de iki arkadaşı ile birlikte tarihi Surların sokaklarını renklendirdi. Sokağı sanat ile buluşturmak isteyen sanatseverler,  boya ve fırçalarını alarak Sur duvarlarına resim çizmeye başladı. İnsan figürlerini duvarlara çizen sanatseverler, galeriye gidemeyen insanlar için sokağı galeriye çevirmek istiyor. Yenigün Gazetesi olarak grup üyelerinden resim öğretmeni Nazlı Ergen ile sokak resimlerini yapmaya nasıl başladığını, sokak ve sanatı, ne tür çalışmalar yaptığını ve projenin amacını konuştuk.

Sokakları sanat ile buluşturuyor

Gönüllü olarak sokakları sanat ile buluşturan resim öğretmeni Nazlı Ergen, sokaklarda resim çizmeye nasıl başladığını şu sözlerle anlattı,

“Akdeniz Üniversitesi'nde Duvar Sanatıyla ilgili bir seçmeli dersimiz vardı. İlk önce Çocuk Esirgeme Kurumu'nun dış cephesini boyayarak başladım. Daha sonra İstanbul'a gittim orda da böyle bir iş yaptım. İstanbul'dan sonra Diyarbakır sokaklarında resim çizsem nasıl olur diye düşündüm. Onun İçin bir proje hazırlayıp, belediyeye sundum. Projem kabul edildi.  Boya desteğini aldıktan sonra Bağlar sokaklarında resim yapmaya başladım.  Bağlar sokakları biraz gergin bir ortam, oraya biraz naif hava katmak adına. İlk önce  palmiye ağaçları, flamingolar çizerek daha çok tripikol iklim etkisi  yarattım. Çocuklar içinde çok güzel bir şans oldu. Orda çocuklara hem resim yapması gerektiğini hem de emek verip, bir şeyin korunması gerektiğini öğrendi. Çocuklar için  açık alan terapisi oldu. Kış olduğu için sokakta resim yapmaya  ara verdim. Pandemi süreci ile birlikte bu kez  iki arkadaş ile birlikte Sur sokaklarında çizime başladık. Belediyeden henüz gereken izni alamadık. Şuan özel mülk alanında resim yapıyoruz. Gerekli izinleri aldıktan sonra çalışmaları yaygınlaştırmayı planlıyoruz.”

‘Hep sanat için sanat yapılıyor, toplum için sanat yapılmıyor’

Halkı resimlerle buluşturmak istediğini vurgulayan Ergen, “Hep sanat için sanat yapılıyor, toplum için sanat yapılmıyor. Sanatçılarla birçok sergiye hazırlanıp, katıldım. Hep sanatla ilgilenenler orda oluyor,  hep aynı şekilde, kendi aramızda bir şeyler konuşuyoruz. Galeriye gidip,  bir saat geziyorsun, sergi bitiyor. Ama sokaktaki bir duvara, resim yaptığın zaman, bu açık alan sergisi gibi oluyor. O an sokakta tesadüfen geçen biri için, orası sergi alanına dönüşüyor. Sanatın artık halkın arasına girmesini istiyorum. Çocukların yakında tanımasını istiyorum.  Resim dersi görmeyen çocuklarımız var. Aslında benim derdim Diyarbakır'da bir ambiyans yaratmak değil, halkı resimle buluşturmak” dedi.

‘Sokaklar sanat için kullanılması gereken en özgür alanlar’

Sokak ve sanatı şu sözlerle ifade etti; “Benim için sokaklar,  sanat için kullanılması gereken en özgür alanlardır. Her açıdan öyle sadece resim olarak değerlendirmiyorum. Sokak ve sanat bir iletişim aracı, bir tebessüm, analiz, o an bir hatıra... Sokakları sergi alanına çevirmek istiyorum. Halk bir resmin önünde geçtiği zaman, o an mutsuz ise resimi görüp, tebessüm edebilmeli. Sokakta resim çizince herkesin bir fikri oluyor. Bir çocuk bugün resim analizi yaptı mesela.  Çocuk bunu sokakta öğreniyor. Bu da hem sanatla buluşması yönünde önemli hem de eğitim açısından önemli. Ben aynı zamanda resim öğretmeniyim. Sadece ders sıralarında değil, sokaklarda da çocuklar sanatla buluşturulmalı. Resim dersinin önemsiz olduğu söylüyorlar.  Ama sen bunu halkın yanına getirirsen, bunu biraz yumuşatırsan, o cesareti onlara verirsen eminim ki resimin de önemli olduğunu anlayacaklar.”

‘Farklı ırklardan kadınların portelerini yapmak istiyorum’

Kadın figürlerini yapmayı sevdiğini söyleyen Ergen, “Kadın figürleri bana daha estetik geliyor. Mutlaka her kadının gözünde bir yaşanmışlık oluyor. Farklı ırklardan kadınların portelerini yapmak istiyorum.  Farklı ırktaki tüm kadınların gözlerinin içinde, mutlaka anlatmak istediği bir şey olacak. Kadının en büyük temsili gözdür. O yüzden gözleri büyük çiziyorum.  Kadınların estetik algısı beni büyülüyor. Sanatın asıl gerçeği kadındır. Kadın aslında her şey olduğu için, ben kadınları çizmeyi daha çok seviyorum. Figürlerimde iri gözleri,  mor ve pembe rujlu kadınlar kullanıyorum” ifadelerini kullandı.

‘Sanata hiç bir zaman ticaret olarak bakmadım’

Sur halkının yapılan resimleri çok beğendiğini ifade eden Ergen, “Sokakta geçen herkes çok beğendi. Çocuklar gelip,  bizim duvara da çizer misiniz?  diyor çok güzel tepkiler geliyor. Sur halkından çok güzel tepkiler alırken,  sosyal medyada Sur taşlarına zarar verdiğimiz gerekçesiyle eleştirenler de oldu ama biz tarihi taşların üzerinde çizim yapmıyoruz" şeklinde konuştu. Sanatın maddi yönü kendisi için önemli olmadığını vurgulayan Ergen, “Sanatın manevi yeri her zaman ayrı. Sanata hiç bir zaman ticaret olarak bakmadım. Evet para kazanmak gerekiyor.  Paralı işlerde yaptım ama böyle gönüllü yaptığım işler gibi beni mutlu etmedi” diye belirtti. Projelerinin de devam edeceğini ifade eden Ergen, belediyeden gerekli izinleri aldıktan sonra çizimlere devam edeceklerini söyledi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.