Sarım Havzası için yapacağımız bir faaliyeti duyurmak istiyorum.

Buranın dışında yaşayıp; Sarım Havzası’nın yaşaması ve Sarım Çayı’nın özgürce akması için çabası olan herkes için bu yıl bin adet badem ceviz palamut tohumunu toprağa atacağız.

Bunu; bilimsel çalışmaları ile Sarıma Havzası’na katkı yapanlara, hiç bir maddi karşılık talep etmeden Sarım Havzası’nın hukuksal mücadelesi üstlenenler, Sarım Havzası  tarihi ve kültürel  mirasının korumasında tescilinde emeği geçenlere…

Yargıda Sarım Havzası’nın doğal dokusunun bozulmasına karşı kararını havzanın yaşaması için yönünde verenlere, Sarım Havzası için yaptıkları haberler ile kamuoyu oluşturanlara…

Her kim ki mevkiine bakmadan ‘Sarım Havzası’nın akıbeti ne olacak?’ soruları ile meşgul olanlara.

‘Elimden ne gelirse yaparım’ diyenler ve ÇED sürecinde tarafsızlığını koruyan kişilere.

Sarım Havzası kitapçık hazırlığında emeği geçenlere,

Sosyal medyada paylaşımlarımızda bize destek verenlere,

Duyduğumuz, duymadığımız,  görmediğimiz; Her kim ki Sarım Havzası’nın yaşaması için maddi manevî çaba gösterenler için tohumları toprakla buluşturacağız.

…

Gecikmiş bir müjde ve teşekkür!

Erzurum’dan sevindirici bir haberi paylaşmak istiyorum: Merkin Yaylası ve Milbog Deresi’nin tescili için Bingöl İl Turizm Müdürlüğü’ne yaptığımız başvuru sonucu; Bingöl başvuru dilekçemizi Erzurum Bölge Müdürlüğü’ne havale etmiş. Erzurum İl Kültür Müdürlüğü yerinde incelenme yaparak Merkin Yaylası ve Milbog Rere ve yaylasının tescil edilmesine karar vermiştir.

Bu konuda emeği geçen Bingöl ve Erzurum İl Kültür Turizm Müdürlüğü çalışanlarına çok teşekkür ederim. Sarım Havzası’nı yaşatmak isteyenlerin ismi ilelebet Havza ile birlikte yaşatılacaktır.

…

Sarım havzasındaki bu kadın aynen şöyle söyleniyordu:

Bizim şehirde dairelerimiz işimiz arabamız yok.

Daha sonra çubuğunu yere vurarak; “Bizim ekmeğimiz bu topraktan çıkıyor” diye devam ediyor.

Bir başkası söze karışıyor orada; “Bakın bir torba yem olmuş 200 TL bu kadar hayvanı nasıl yemle besleriz? Görüyorsunuz bu gün binlerce koyun ve büyük baş hayvan dışarda otlanıyor. Eğer HES yapılırsa hem bu doğa hem hayatımız bozulacak” diyerek dert yanıyordu.

Evet, Sarım sadece bizim değil, doğanın insanlığa armağanı. Ona sahip çıkalım.