Video Haber: Paris İklim Anlaşması’nın ilk somut adımı Zorava Çayı olsun!

Video Haber: Paris İklim Anlaşması’nın ilk somut adımı  Zorava Çayı olsun!
Siirt’in Eruh ilçesine bağlı Kuşdalı Köyü’nden geçen Zorava Çayı üzerine kurulması planlanan ikinci HES’e köylüler tepki gösterdi. 2015 yılında...
Siirt’in Eruh ilçesine bağlı Kuşdalı Köyü’nden geçen Zorava Çayı üzerine kurulması planlanan ikinci HES’e köylüler tepki gösterdi. 2015 yılında yapılan ilk HES’in doğayı katlettiğini belirten Zorava’ya Dokunma Platformu, topraklarında ikinci bir HES’i istemediklerini söyledi. Olası bir HES’in göçe ve ekonomik faciaya neden olacağı uyarısında bulunan Platform sözcüsü Mustafa Kurt,  yetkililere Paris İklim Anlaşması çağrısı yaptı. Kurt, “Madem ülke olarak bu anlaşmayı imzaladık; bunun ilk somut adımı Zorava Çayı olsun. Hep birlikte “Zorava Çayını, doğayı, iklimi, biyo çeşitliliği ve canlıları koruyalım” dedi.

Nurullah Ergün / YENİGÜN ÖZEL - Siirt’in doğa güzelliklerinden biri olan ve birçok köyün su kaynağı olma özelliğini taşıyan Zorava Çayı, bugünlerde ikinci kez Hidroelektrik Santrallerinin (HES) tehdidi ile karşı karşıya.  2015 yılında Siirt’in Eruh İlçesine bağlı Kuşdalı (Şavura) Köyü’nden geçen Zorava Çayı üzerinde yapılan HES’in ardından bu kez ikinci bir santral kurulmak isteniyor.   İkinci HES projesi, 2019 yılında ‘Mergi Regülatörü ve Hidroelektrik Enerji Üretim Tesisi için Su Kullanım Hakkı Anlaşması’ kapsamında imzalandı.  Yaşam damarlarının üzerine ikinci bir HES’e izin vermemekte kararlı olan köylüler bir araya gelerek, ‘Zorava’ya Dokunma Platformu’nu kurdu.

Danıştay köylüleri haklı buldu

HES’e karşı mücadele etmek için çalışma başlatan platform üyeleri, ÇED raporunun usule uygun olmadığını savunarak, konuyu yargıya taşıdı. İdare Mahkemesi, yapılacak olan HES’in ekolojik dengeyi bozabilecek ve telafisi imkansız zararlara yol açabileceğini belirterek, iki kere yürütmeyi durdurma kararı verdi. İtirazların ardından mahkeme bu kez davayı köylülerin aleyhine sonuçlandırdı.  Köylülerin başvurduğu Danıştay, kararı köylüler lehine bozdu.,

İmar planında değişiklik yapıldı

Danıştay, ÇED Raporu’nda hata olduğunu ve bu nedenle yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmasını kararı verilmesini istedi. Danıştay kararının ardından mahkeme, ÇED raporunun iptal edilmesi yönünde karar verdi. Ancak Siirt İl Genel Meclisi, HES’in yapılması için bu kez imar planında değişikliğe gitti. Karara yapılacak itirazlar, Siirt İl Genel Meclisi’nce değerlendirilecek. İtirazlar reddedilirse meclis karar, Siirt Valiliği’nin onayına sunulacak.

HES’ten 15’e yakın köy etkilenecek

İlk HES’in yapım aşamasında köylülerin tepkilerine rağmen çayın bir kolu üzerinde inşa edilen santral, söz konusu bölgenin doğasında geri dönüşü olmayan ekolojik tahribatlara neden oldu. Çayın kalan diğer koluna da HES’in yapılması durumunda tahribatın büyüyeceğini savunan köylüler, yaşam alanları tükeneceği için köylerini boşaltmak zorunda kalacaklarını söylüyor. Yapılacak ikinci HES’ten Şavura, Merge, Sidade, Avnis, Nivla, Zorava, Pares, Misefra ve Baresa başta olmak üzere yaklaşık 15’e yakın köyün etkileneceği belirtiliyor.

‘İkinci HES’e bir anlam veremiyoruz’

Şavura Köyü sakinlerinden Veysi Polat, Zorava Çayı üzerine ikinci kez HES yapılmasına bir anlam veremediklerini söyledi.  Burada yapılacak olan ikinci HES’e karşı olduklarının altını çizen Polat, “Biz bölge halk olarak bunu istemiyoruz. Zaten burada bir HES kurulmuş, ikinci kes HES yapılmasının sebebi nedir?  Burada yaşayan köylülerin başka il ve ilçelere göç etmelerini mi istiyorlar. Bizim buradaki tek geçim kaynağımız hayvancılık ve tarımdır. Biz bunlardan başka hiçbir iş yapamayız. Bizim ailelerimiz ve başka insanların aileleri gelip bu güzel doğada Zorava Çayı kenarında piknik yapıyorlar. Doğayla iç içe oluyorlar. Burası yok edilecek değil yaşanılacak güzel bir doğa alanıdır. Ancak nedendir bilmiyoruz bu doğayı yok etmek istiyorlar. Ancak biz burada yaşayan halk olarak buna karşıyız ve yapılmasını istemiyoruz” ifadelerini kullandı.

 ‘Doğa katliamına izin vermeyeceğiz’

Zorava’ya Dokunma Platformu üyesi Reşit Batur ise “Burada yapılan gerçekten bir doğa katliamıdır. Bu katliamdan bölgenin ekolojik yapısı içinde yer alan tüm canlılar ve insanlarımız olumsuz etkilenecek. Buradaki eşsiz doğa gerçekten de yok olacak. İnsanların buralara verdiği bin bir emek yok olacak. Ancak biz buna kesinlikle izin vermeyeceğiz. Köylülerden ve insanlarımızdan aldığımız güçle kesinlikle bu doğa tahribatına izin vermeyeceğiz. Hem Sivil Toplum örgütleriyle hem de hukuki yollarla HES’e karşı mücadelemizi sürdüreceğiz” diye konuştu.

‘Şehirlere göç edersek aç kalırız’

Babalarından, dedelerinden kendilerine kalan topraklara HES yapılmasını istemediklerini vurgulayan Sabriye Kurt, “Burada baraj yağacağız diyorlar, biz burada baraj yapılmasını istemiyoruz. Burası bizim toprağımızdır. Burada çalışmışız, emek vermişiz, toprağımızı bırakmak istemiyoruz. Su giderse toprağımız da gider. Şehirlere gidemeyiz, ne yağacağız şehirlerde? Bir işimiz yok, çocuklarımız aç kalır. Mecbur topraklarımızda kalmamız gerekir. Bu su giderse bizim toprağımız da elimizden gider. Bunun için köylüler olarak burada yaşayan insanlar olarak burada baraj yapılmasını istemiyoruz” şeklinde konuştu.

 ‘İkinci HES felaket olacaktır’

Kuşdalı Köyü sakinlerinden ve Zorava’ya Dokunma Platformu Sözcüsü Mustafa Kurt, Buraya yapılacak olan ikinci HES’in tam bir doğa ve ekonomi felaketi olacağını kaydetti.

Köylülerin burada ikinci bir HES istemediğinin altını çizen Kurt, daha sonra  şunları söyledi;

“Burada ilk HES yapıldığında köylüler şehirlerdeydi. Köye döndüklerinde buralarda yaşanan tahribatı gördüler. Bu nedenle de tüm köylüler ikinci HES’e karşı çıkıyor. Daha önce buraya köy halkının şehir merkezinde yaşamasını fırsat bilip bir HES yaptılar, doğasını katlettiler tarihimiz, manevi değerlerimizi hiçe sayıp yok ettiler. Köy halkı köylere döndüğü zaman yapılan HES’in yarattığı büyük tahribatlara tanık oldu. ÇED raporu olmadan darma dağın ettiler burayı. Bu gözü dönmüş doğa katliamcıları buraya ikinci HES barajı yapmak istemekteler. Yapılacak ikinci HES tam bir doğa ve ekonomik felaket olacaktır.

‘Gelin insanlar dinleyin sonra vicdani kararınızı verin’

Buradan Siirt’in mülki amirlerine sesleniyorum. Lütfen buralara gelin ve kendi gözlerinizle görün, bu insanların dertlerini dinleyin ondan sonra vicdani kararınızı verin. Burada Siirt halkına da sesleniyorum yaz aylarında Zorava çayına piknik ve dinlenmek için ailece geldiğiniz su kenarı ve mükemmel doğa görselliği olan temiz havası nefes aldığınız Zorava çayını bulamayabilirsiniz. Bu sorun sadece köy halkının değil bütün Siirt halkının sorunudur. Değerlerimize sahip çıkalım ve Zorava’nın bizlere temiz bir hava, rahat bir nefes mükemmel bir doğa sunduğunu unutmayalım.”

‘Zorava Çayı Paris İklim Anlaşması’nın ilk somut adımı olsun’

HES’lerin çağdışı bir sistem olduğunu vurgulayan Mustafa Kurt, Bugün Avrupa’ya baktığınız zaman güneş panelleri ve çeşitli teknolojiler kullanılıyor.  Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nı imzaladığını biliyoruz hepimiz. Mademki bu anlaşmayı imzalamışız, bu anlaşmayı yapmışız; doğanın ve ekolojik düzenin korunması için sözleşme de imzalamışız. Canlıların ve bütün doğanın korunması için. Madem bu anlaşmalara imza atmışız o zaman bunun ilk göstergesini Zorava Çayı’nda gösterelim. Burada somut bir adam atalım. Herkes de görsün bunu. Bunun içinde Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere tüm yetkililere ve devlet erkânına buradan sizin aracılığınız ile sesleniyoruz. Bu anlaşmanın ilk somut örneği Zorava Çayı olsun.   Hep birlikte Zorava Çayını, doğayı, iklimi, biyoçeşitliliği ve canlıları koruyalım.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.