Doğa ile insanın birlikteliği...

İnsan doğayı korudukça ve onu yaşadıkça vardır. Bugünlerde doğa bize sırtını mı döndü acaba diye düşünür oldum. Nedenleri çok var...

Biz insanoğlu onu yaktık, yıktık, yok ettik. Bunca hastalık bir anda çıkmadı sanırım. Doğanın dengesini biz insanlar bozduk, şimdi de o da bize sırtını döndü, nimetlerimin kıymetini bilmediniz alın size bir sürü virüs, bakteri, salgın vs. Dedi. Ve ölümler...

Son yıllarda dünyada yaşanan, olumsuz olayların tamamı bence doğanın düzenini bozmaktan geldi. Onca kimyasal silahlar yapıldı, bir kısmı bilmediğimiz diyarlarda denendi, toprağa, havaya ve suya karıştı. Bize dönüşüde çok acı oldu ve halen oluyor. Soğuk savaş dedikleri bu olsa gerek. Milyonlarca canlı yok oldu, milyonlarca bitki kurudu. Peki, bunlar boşuna mı bu yeryüzündeydi, benim aklım almıyor, hepsinin bir görevi yok muydu, gereksizler miydi? Bir sürü soru sıralayabilirim buraya.

Hepsinden önemlisi bu dünya biz insanlar için yaratılmamış mıydı?

O halde içindeki her şeyde benim için senin için di, bize hizmet etmek için sunulmuştu.

Peki, biz ne kadar yararlanabildik.

Yok ettik, kirli güç emellerimiz için doğanın gücünü kullandık, zenginlik için, birbirine üstünlük taslayabilmek için kullandık.

Şimdi ne oldu bir virüstü tüm güçlü ve güçsüz olanları sardı ve sarmaya devametti. Ne farkımız kaldı? Hiç!

Doğayı güzellikler için, sağlık için kullansaydık acaba yine böyle olurmuydu bilmem ama eskiler derdi doğanın ürünleri ilaçtır ilaç, doğru bitkiyi kullanırsan sana derman olur, aç gözlülük yapar hepsini kullanırsan sana zehir olur diye...

Şimdi biz aç gözlülük yaptık ve doğanın dengesini bozduk, alt üst ettik, ne varsa yok ettik.

İşte o da bize sırtını döndü.

Şimdi bahar geldi güzel Ülkemize, ülkenize, haddi bir ağaç, bitki de sen ek, doğayı yeniden barıştır kendinle, versin ürününü sana bize. Sonrada Biz olalım doğayla hep birlikte yeneriz bu bulaşıcı olan bela denin virüsü, hastalığı yada ne derseniz onu. Yeterki bitkileri, hayvanları tüm canlıları koruyalım kendi ürettiğimiz pisliklerden...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sevda Kaplan Arşivi