Hekimler Beyaz g(ö)revde: Hakkımızdan fazlasını istemiyoruz

Hekimler Beyaz g(ö)revde: Hakkımızdan fazlasını istemiyoruz
Türk Tabipler Birliği’nin çağrısıyla 14 Mart Tıp Bayramı gününde 2 günlük iş bırakma eylemi başlatan doktorlar, özlük ve ekonomik haklarının...
Türk Tabipler Birliği’nin çağrısıyla 14 Mart Tıp Bayramı gününde 2 günlük iş bırakma eylemi başlatan doktorlar, özlük ve ekonomik haklarının düzenlenmesini istiyor. ağlık meslek örgütlerinin bileşenlerini oluşturduğu Amed Sağlık Platformu, konuyla ilgili Dağkapı Meydanı'nda basın açıklaması yaptı. Burada konuşan TTB Merkez Konseyi üyesi Halis Yerlikaya haklarından fazlasını istemediklerini vurguladı  

Gülbahar Altaş / YENİGÜN HABER - Türk Tabipler Birliği’nin (TTB) çağrısıyla 14 Mart Tıp Bayramı’nda 2 günlük iş bırakma eylemi başlatan doktorlar, özlük, ekonomik ve sosyal haklarının düzeltilmesini talep etti. Sağlık meslek örgütlerinin bileşenlerini oluşturduğu Amed Sağlık Platformu, konuyla ilgili Dağkapı Meydanı'nda basın açıklaması yaptı. HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanları Zeyyat Ceylan ve Gülistan Atasoy, CHP Diyarbakır İl Başkanı Gönül Özer, Gelecek Partisi Diyarbakır İl Başkanı Aydın Altaç, DEVA ve Saadet Partisi üyeleri de sağlıkçıların açıklamasına katıldı.  Açıklama öncesi, sağlıkçılar davul ve zurna eşliğinde halay çekti. Sık sık "Korkmuyoruz, susmuyoruz, gitmiyoruz" sloganı atan sağlık çalışanları, "Emeğimizi, halklarımız ve geleceğimiz için G(ö)revdeyiz" ve "Vazgeçmiyoruz, buradayız" yazılı pankartlar açtı.

‘Sarsıldık ama şaşırmadık’

Sağlık çalışanları grevi için yapılan açıklamayı Diyarbakır Tabip odası Başkanı Elif Turan okudu. 14 Mart’ın pandeminin başından beri “Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz” diyenlerin mücadele haftası olduğunu vurgulayan Turan şunları söyledi;

“Biz sağlık ve sosyal hizmet emekçileri, artık en temel insani hakkımız olan yaşam hakkımızı dahi koruyamayan sağlık politikacılarına, acil sorunlarımızın çözümü için derhal harekete geçmelerini yoksa sağlık sisteminin onarılamaz yaralar alacağını uyarı grevlerimizle defalarca hatırlattık. Bizleri dinlemek, çözüm üretmek yerine Sağlık Bakanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 25.02.2022 tarihli bir görüş yazısıyla sağlık emekçilerinin haklı taleplerini ve mücadelesini bastırma, sınırlandırma çabasına girmiş, gözdağı vermeye çalışmıştır. En son icraat olarak Cumhurbaşkanı tarafından hekimlerin emeğini, niteliğini, değerini ve kamusal sağlık hizmetlerini hiçe sayan “gidiyorsa gitsinler” söylemiyle adeta sarsıldık ama şaşırmadık. İşte, sendikal hakları, insan hak ve hürriyetlerini yok sayan bu yönetim anlayışı tam da sorunlarımızın esas nedenidir ve Tıp Bayramı da bu nedenle de bayram olarak kutlanamamaktadır. 14 Mart Sağlık Haftasını, “Bayram” olarak kutlayabilmek için bu yıl 14-15 Mart “Grev” haftamızdır. Aşağıda yer alan taleplerimiz; halkımızın nitelikli ve kamusal sağlık hizmeti alması için gerekli talepler olup, halkımızın mağdur edilmemesi ve hak ettikleri sağlık hizmetini alabilmeleri için halkın bir parçası olan biz sağlık ve sosyal hizmet emekçilerinin en acil talepleri derhal karşılanmalıdır.”

Talepler

Elif Turan sağlık emekçilerinin taleplerini ise şu şekilde sıraladı;

  • Şiddetsiz ve güvenli bir çalışma ortamı için yeni ve etkili “Sağlıkta Şiddet Yasası” çıkarılsın, mobbing ve baskılar son bulsun.
  • Performans, ek ödeme değil, insanca yaşamaya yetecek, yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyacak temel ücret sağlansın.
  • 3600’den 7200 kadar kademeli ek gösterge uygulansın.
  • Fiili hizmet süresi (yıpranma payı) sağlık hizmetlerinde çalışan tüm emekçilere yıllık 90 gün üzerinden tam olarak uygulansın.
  • OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdamı yapılsın. Taşeron çalışma ortadan kaldırılsın.
  • Toplumsal sağlık için güçlü ve etkin birinci basamak sağlık örgütlenmesi sağlansın. Ceza yönetmeliği kaldırılsın.
  • Özgür ve bilimsel çalışma ortamı için meslek örgütleri üzerindeki baskılara son verilsin.
  • Liyakatsiz atamalara, tip sözleşme dayatmalarına, tıp ve sağlık bilimleri eğitimlerini niteliksizleştiren, altyapısı uygun olmayan tıp fakültelerinin, eczacılık fakültelerinin, diş hekimliği fakültelerinin, hemşirelik fakültelerinin, sağlık bilimleri fakültelerinin ve sağlık meslek yüksekokullarının açılmalarına son verilsin.
  • Covid-19 iş kazası ve meslek hastalığı olarak kabul edilsin.
  • Haklarında kesinleşmiş yargı karar bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçileri derhal göreve başlatılsın.
  • Sağlık hizmeti için ödediğimiz vergiler, katkı katılım payları ve ilave ücretler kaldırılsın
  • Sağlık ve sosyal hizmetlerin planlanmasından sunulmasına kadar emekçiler örgütleri aracılığıyla, halk da merkezde siyasi partiler, yerellerde ise yerel yönetimler, muhtarlıklar, örgütlü yapılar ve siyasi partiler eliyle süreçlere dâhil olsun.
  • Şehir hastanelerine, özel hastanelere aktarılan teşvik ve bütçeler kamu sağlık kurumlarına aktarılsın
  • Her işyerine kreş açılsın, sağlık emekçileri çocukları ile işleri arasında tercih yapmak zorunda kalmasın.
  • Kamu sağlık kurumları daha demokratik bir yapıya kavuşturulsun.

‘Biz hiçbir yere gitmiyoruz, gidecek olanlar bellidir’

SES Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Şiyar Güldiken ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sağlık çalışanlarına dair "Gidiyorlarsa gitsinler" sözlerine atıfta bulunarak, "Biz hiçbir yere gitmiyoruz, gidecek olanlar bellidir. Bize 'git' diyenler gidecektir" dedi.  TTB Merkez Konseyi üyesi Halis Yerlikaya da haklarından fazlasını istemediklerini belirterek, insanca yaşamak arzusunda olduklarını dile getirdi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.