Diyarbakır’da insan hakları anketi!

Diyarbakır’da insan hakları anketi!
Diyarbakır’da yapılan “İnsan Hakları Algısı Araştırması”nda, “adalete son derece” güvenenlerin oranı 1.2’de kalırken, katılımcıların...
Diyarbakır’da yapılan “İnsan Hakları Algısı Araştırması”nda, “adalete son derece” güvenenlerin oranı 1.2’de kalırken, katılımcıların yüzde 61.9’u en çok insan hakları ihlali yapanın “devlet” olduğunu belirtti

YENİGÜN HABER - Diyarbakır Barosu, İnsan Hakları Haftası kapsamında Rawest Araştırma Merkezi'yle ortak yaptığı "Diyarbakır'ın İnsan Hakları Algısı Araştırması" başlıklı saha araştırmasının sonuçlarını açıkladı. Mezopotamya Ajans’ta yer alan habere göre Baronun Tahir Elçi Konferans Salonu'nda gerçekleşen basın toplantısında, Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren konuştu. Eren, araştırmanın 27 Kasım-4 Aralık tarihleri arasında Diyarbakır merkez ve 44 mahallesinde, bin kişiyle yüz yüze gerçekleştirildiğini aktararak, anket sonuçlarını açıkladı.

“Adalete güven yok”

Ankete katılanlar, "Türkiye'deki adalet sistemine ne kadar güveniyorsunuz?" sorusuna yüzde 41.3 "Hiç" cevabı verdi. Bu soruya "Son derece" cevabı veren katılımcıların oranı 1.2'de kaldı.  Katılımcıların yüzde 38.0'ı, "90'lı yıllarda ve bu dönemde Türkiye'nin insan haklarına ne kadar önem verdiğini puanlayabilir misiniz?" sorusunu "1" şeklinde puanladı. Katılımcıların 1.2'si bu soruyu "10" şeklinde puanladı. Bu puanlamanın "1" kısmı 90'lar için yüzde 42.1 olurken, "10" kısmı 14.5 oldu.

Kürtler ve kadınlar

Katılımcılar, "Sizce Türkiye'de hakları en çok ihlal edilen grup hangileridir?" sorusunu yanıtladı. Katılımcıların yüzde 55.1'i "Kürtler", yüzde 30.5'i "çocuklar", yüzde 15.9'u "yoksullar", yüzde 14.2'si "işsizler", yüzde 4.7'si "azınlıklar", yüzde 3.7'si "aleviler", yüzde 2.1'i "başörtülüler" ve yüzde 0.2'si "seküler" cevabı verdi. Yine yüzde 2.1 "mülteci", 2.9 "eşcinsel" ve 68.7 "kadınlar" cevabı verdi.  "En çok insan hakları ihlali yapanlar kimler?" sorusuna katılımcıların yüzde 45.9'u "erkekler", yüzde 21.1'i "poliser", yüzde 11.8'i "asker", 61.9'u 'devlet", 10.3'ü "şirket", 19.4'ü "medya", 0.7'si "anne", 3.7'si "baba" ve 25.3'ü "yargı" diye cevapladı. Katılımcılar, "Gerektiğinde belediye ve üniversitelere kayyım atanabilir" sorusuna yüzde 5.4 "kesinlikle katılıyorum", yüzde 17.9 "katılıyorum", yüzde 9.5 "ne katılıyorum ne katılmıyorum", yüzde 24.1 "katılmıyorum", 30.5 "kesinlikle katılmıyorum" ve yüzde 11.5 "fikrim yok" cevabı verdi.

Anadilde eğitim

"Anadilde eğitim ve hizmet alamamak insan hakları ihlalidir" şeklindeki soruya verilen yanıtlar şöyle: 30.5 "kesinlikle katılıyorum", 36.7 "katılıyorum", 11.6 "ne katılıyorum ne katılmıyorum", 10.8 "katılmıyorum", 1.2 "kesinlikle katılmıyorum" ve 9.2 "fikrim yok". "Kamu personeli alımında güvenlik soruşturması hak ihlalidir" sorusuna dair sonuçlar şu şekilde: 23.0 "keskinlikle katılıyorum", 32.5 "katılıyorum", 12.4 "ne katılıyorum ne katılmıyorum", 16.1 "katılmıyorum", 4.0 "kesinlikle katılmıyorum" ve 12.0 "fikrim yok".

Andımız sorusu

"Andımızın" okunmasının zorunlu olmasının hak ihlali olup olmadığına dair sorulan soruya da katılımcıların yüzde 81.20'si "ihlaldir", 9.20'si "fikrim yok" ve yüzde 9'u "değildir" cevabı verdi. Katılımcıların, "Devlet sırlarını halkın faydasına haber yapan gazetecinin tutuklanmasının" ihlal olup olmadığına dair verdiği yanıtlar şöyle: Yüzde 71.9 "hak ihlalidir", yüzde 10.9 "değildir" ve yüzde 17.5 "fikrim yok". Katılımcıların büyük çoğunluğu, "Kürdistan" diyen kişilerin tutuklanmasının ihlal olduğunu söyledi. Katılımcıların yüzde 70.4'ü "hak ihlalidir", yüzde 9.7'si "değildir" ve yüzde 19.9 "fikrim yok" cevabı verdi.

Diyarbakır Cezaevi

"Diyarbakır Cezaevi müzeye dönüştürülmelidir" şeklindeki soruya katılımcıların yüzde 12.1'i "fikrim yok", yüzde 2.9'u "kesinlikle katılmıyorum", yüzde 9.8'i "katılmıyorum", yüzde 8.7'si "ne katılıyorum ne katılmıyorum", 44.8'i "katılıyorum", yüzde 21.7'si ise "kesinlikle katılıyorum" şeklinde yanıt verdi.  Katılımcıların yüzde 50.8'i, "OHAL sürecinde KHK ile yapılan ihraçlar hak ihlalidir" soruna "katılıyorum ya da kesinlikle katılıyorum" şeklinde yanıt verdi. "Kesinlikle katılmıyorum ya da katılmıyorum" diyenlerin oranı yüzde 11.9'da kaldı.

Yüzde 54: şiddet arttı

Katılımcıların büyük oranda İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmenin kadına yönelik şiddeti arttırdığı yönünde görüş bildirdi. Katılımcıların yüzde 28.2'si "katılıyorum", yüzde 25.8'i "kesinlikle katılıyorum", yüzde 13.1'i "katılmıyorum" ve 5.1'i "kesinlikle katılmıyorum" diye kaydetti.  Katılımcılara, "1990'lı yıllarda yaşanan faili meçhul cinayetlere ilişkin yargı süreçleri toplum vicdanını tatmin edecek şekilde adil yürütülmüyor" şeklinde soru da yöneltildi. Bu soruya verilen yanıtlar şöyle: 22.4 "kesinlikle katılıyorum", 34.6 "katılıyorum", 14.1 "ne katılıyorum ne de katılmıyorum", 11.0 "katılmıyorum", 3.5 "kesinlikle katılmıyorum" ve 14.4 "fikrim yok". Katılımcılara son olarak "Medyanın insan hakları ihlallerini yansıttığını düşünüyor musunuz?" sorusu yöneltildi. Bu soruya katılımcıların yüzde 26.8'i "evet", yüzde 59.1'i "hayır" ve yüzde 14.1'i fikrim yok" yanıtı verdi.

'İhlaller Kürt sorunuyla bağlı'

Eren, anket sonuçlarının ardından yaptığı açıklamada, yaşanan hak ihlallerinin faili meçhul cinayetlerin yaşandığı 1990’lı yıllara oranla çok fazla arttığına dikkat çekti. Türkiye’de artan hak ihlallerinin Kürt sorunuyla yakından bağı olduğuna dikkat çeken Eren, şunları söyledi: "Diyarbakır bu ihlallerin en çok yaşandığı kentlerden biri. Bunun da özünde yatan Kürt meselesinin halen savaş ve çatışma ortamında devam ediyor olmasıdır. Yani güvenlikçi politikalar, çatışmalar her zaman içerisinde hak ihlallerinin barındıran yöntemler. Bu nedenle sorunun çözümünün demokrasi ve diyalog yoluyla çözülebileceğini her fırsatta dile getiriyoruz."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.