Diyarbakır Barosu; AİHM kararları iç hukukta uygulansın

Diyarbakır Barosu; AİHM kararları iç hukukta uygulansın
Diyarbakır Barosu, AİHM’in aralarında Abdullah Öcalan ve diğer 3 tutuklunun da bulunduğu 5 ayrı dosyaya dair verdiği ihlal kararlarının iç hukukta uygulanmasına...
Diyarbakır Barosu, AİHM’in aralarında Abdullah Öcalan ve diğer 3 tutuklunun da bulunduğu 5 ayrı dosyaya dair verdiği ihlal kararlarının iç hukukta uygulanmasına ilişkin Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne bildirimde bulundu.

YENİGÜN HABER –   Diyarbakır Barosu Avrupa Konseyi (AK) Bakanlar Komitesi’ne 5 ayrı bildirimde bulunuldu. AİHM'in ihlal kararı verdiği 5 ayrı dosyaya ilişkin yapılan “Kararların İnfazının ve Dostane Çözüm Koşullarının Denetimine İlişkin Bakanlar Komitesi Tüzüğü”nün 9(2) sayılı kuralı kapsamında yapıldı.

Bildirimler düşünce ve ifade hürriyetinin ihlaline ilişkin "Akçam Dava Grubu", faili meçhul ve zorla kaybedilmelere dair hak ihlallerine ilişkin "Batı ve Diğerleri Dava Grubu", OHAL-KHK ihraç işlemi hak ihlaline ilişkin "Hamit Pişkin-Türkiye", Barışçıl gösteri hakkı ve örgütlenme özgürlüğü ihlaline ilişkin "Işıkırık Dava Grubu", Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını işkence, insanlık dışı kötü muamele yasağının ihlaline ilişkin "Öcalan (2), Kaytan, Gurban ve Boltan" dosyalarına ilişkin oldu.

Abdullah Öcalan ile Hayati Kaytan, Civan Boltan ve Emin Gurban'a ilişkin bildirimde her 4 isme dair yargılama sürecine ilişkin bilgiler paylaşılıp, Bakanlar Komitesi'nin 11-12 Mart 2015 tarihlerinde gerçekleştirdiği toplantıda "Öcalan/Türkiye (No. 2)" davasını “Enhanced Supervision Cases” altında sınıflandırdığı ve hala gelişmiş gözetim altında izlenmeye devam ettiğini belirtildi.

Öcalan, Kaytan, Gurban ve Boltan kararlarına ilişkin, yapısal nitelikte infaz sisteminin ihlale sebebiyet vermesi nedeniyle, ihlalin sonuçlarının giderilmesi açısından hiçbir bireysel önlem alınmadığı belirtilen başvuruda Civan Boltan açısından AİHM’nin ihlal kararı neticesinde yapılan yeniden yargılama başvurusunun yasal değişiklik olmaksızın yerine getirilemeyeceği gerekçesiyle reddedildiği hatırlatıldı.

İç hukuk açısından ihlalin giderilmesi yönünde bireysel önlemlerin alınmadığını,  tüm başvurucular açısından AİHM kararında tespit edilenin aksine "umut hakkı"ndan yoksun bir şekilde infaz sürecinin devam ettiğini vurgulayan Diyarbakır Barosu, AİHM ilkeleri doğrultusunda Türk Hukuku’nda karşılık bulamayan 4 ilkeyi; "Cezanın hukuken indirilebilir olması", "Cezanın infazının hükümlünün resosyalizasyonuna ve tehlikelilik halinin son bulmasına elverişli olması", "Cezanın gözden geçirilmesi sürecinde hükümlünün usuli güvencelere sahip olması", ve "Cezanın fiilen indirilebilir olması" olarak sıraladı.

Tespitler

AİHM’nin ihlal kararının, "umut hakkı" kapsamında kesinleşen mahkumiyet kararının iç hukuk mekanizması oluşturularak yeniden incelenmesini kapsadığının altı çizilen bildirimde şu tespitlerde bulunuldu:

*Civan Boltan açısından, ihlal kararı sonrası yapılan yeniden yargılamada, Diyarbakır 7. Ağır Ceza Mahıkemesi’nce ihlal kararının uygulanabilmesi açısından, yasal değişikliğin zorunlu olduğu belirtilmiştir. Bu kapsamda, ihlal kararının yapısal nitelikteki sorunun giderilmesi açısından, yasal değişikliği zorunlu kıldığı görülmektedir.

* Genel önlemlerle ilgili olarak Türk Ceza Kanununda yer alan anayasal düzene karşı suç tipleri açısından, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ömürboyu infaz koşulunu yansıtmaktadır. Aynı yasa maddeleri kapsamında, iç hukuk kapsamında anayasal düzene karşı suç tipleri açısından gün aşırı yargılamalar devam etmekte, ihlale konu mahkumiyet kararı ile infaz rejimleri uygulanmaktadır.

*Komite önünde denetim sürecinde bulunan sorunsala dair veri ve istatistiki bilgiye erişimin ülkedeki resmi makamlar tarafından temin edilebileceği, bu rakamların kamuoyundan ve ilgili STK’lara verilmekte imtina edilmesi nedeniyle Türkiye’den ağırlaştırılmış müebbet konusunda veri talep edilmesi tablonun görülmesi açısından zorunluluktur.

*AİHM kararlarında belirtilen ilkeler uyarınca Türkiye Hukuku’nda herhangi bir ayrım gözetilmeksizin tüm mahkûmlar bakımından koşullu salıverilmeden yararlanma, kural olarak olanaklı kılınmalıdır. İşlenilen suça göre doğrudan ya da dolaylı şekilde cezanın indirilme olanağının söz konusu olmaması, infaz sürecinde mahkûmda gerçekleşen değişikliklerin dikkate alınmaması ayrım gözetmeyen, adil ve eşit infaz rejiminin uygulanmadığını göstermektedir. Belirli suç tipleri açısından kategorik koşullu salıverilme yasaklarına dair hükümlerin, iş bu başvuruya konu ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması açısından değişikliklerin yapılması, kesinleşen mahkumiyet kararlarının yeniden incelenmesi için iç hukuk mekanizmasının oluşturulması gerekir. "

'İnfaz rejimi sözleşmeye uygun hale getirilsin'

Diyarbakır Barosu, söz konusu dosyaya ilişkin AK Bakanlar Komitesi'ne şu önerilerde bulundu:

*AİHM’nin ihlal kararları, anayasal düzene karşı suç tipleri açısından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının, ömür boyu infaz edilmesini insanlık dışı muamele kapsamında değerlendirilmektedir. İhlal kararının sonuçlarının giderilmesi açısından, uygulanmakta olan infaz rejiminin ve yasal hükümlerin sözleşme hukukuna uygun hale getirilmesini,

* Özgürlükten yoksun bırakılarak hapsetmenin kendisi bir cezadır. Bu nedenle, hükümlü mahpuslara uygulanan rejim hapsedilmenin doğasında var olan sıkıntıyı daha da ağırlaştırmamalıdır. Bu kapsamda 5275 sayılı İnfaz Kanunun 25 ve devamı maddeleri uyarınca, uygulanmakta olan infaz rejiminin iyileştirilmesini,

* Öcalan(2), Gurban, Kaytan ve Boltan grup davasının gelişmiş denetim prosedürüyle takibinin yapılmasını,

* İhlal kararının yasa değişikliğiyle giderilebileceği, ancak yürürlükte bulunan suç tiplerine göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası kararının verilmeye devam edildiği gözetilerek, yapısal nitelikteki sorunun giderilmesi açısından Türkiye Hükümeti’nden yeni güncelleştirilmiş Eylem Planı istenmesini,

*Gözden geçirilmiş yeni Eylem Planı’nda ihlal kararının niteliği gereği, genel önlemlerin sunulmasının istenmesini,

* Türkiye Hükümeti’nden ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına dair istatistiki bilgi istenilmesini, Türkiye Hükümeti’nden “ülkede kaç kişinin ağırlaştırılmış müebbet mahkûmu olduğu, yıllara göre kaç kişinin bu cezaya çarptırıldığı, ilgili hükümlerin hangi yıllarda kesinleştiği, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan kişilerin kaç yıldır cezaevinde tutuldukları”nı içerecek şekilde bilgi verilmesinin talep edilmesini,

* Türk Hukuku’nda koşullu salıverilmeden yararlandırma incelemelerine esas olacak ölçütlerin açık bir şekilde belirlenmesinin istenilmesini tavsiye ediyoruz."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.