‘Çiftçi toprağa küstü!’

‘Çiftçi toprağa küstü!’
Buğday alım fiyatı henüz açıklanmadı. Çiftçinin harcadığı emek ve paraya dikkat çeken Kızıltepe Hububat Ticaret Merkezi ve Zahireciler Derneği Başkanı...
Buğday alım fiyatı henüz açıklanmadı. Çiftçinin harcadığı emek ve paraya dikkat çeken Kızıltepe Hububat Ticaret Merkezi ve Zahireciler Derneği Başkanı Öter: TMO buğdayı en az 7 bin TL'den almalı. Öter, “Son yıllarda tarım üretimi çok ihmal edildi, çiftçi adeta toprağına küstü. Bu durumda ülke üretimi düşerken, ithalat lobisinin cebi doldu, zengin oldu. Şu anda birçok ülke panikle gıdanın hammaddesi buğdayı stokluyor” dedi

Dünya gıda krizi tehlikesi ile karşı karşıya. Bilim insanları tehlike hakkında uzun zamandır uyarı ve önerilerde bulunuyor. Rusya-Ukrayna savaşı da küresel ekonomiyi etkiliyor ve gıda krizi tehlikesinin büyümesine neden oluyor. Türkiye’nin son yıllarda izlediği tarım politikası ise hem bilim insanları hem de üreticiler tarafından eleştiriliyor. Çiftçi üretimdeki maliyet artışından yakınırken tarım arazilerinin imara açılması da eleştiriliyor. Hububat için önemli merkezlerden biri olan Mardin’de durum nedir? Bunu öğrenmek için Mardin Kızıltepe Hububat Ticaret Merkezi ve Zahireciler Derneği Başkanı Mehmet Şerif Öter ile konuştuk. Hükümetin tarım politikasını eleştiren Öter, çiftçinin korunması için hükümete önerilerde de bulundu. Gıda krizi tehlikesine dikkat çeken Mehmet Şerif Öter, “Bunları biz görüp söylüyoruz, önlem alınsın istiyoruz. Ama sayın yetkililerin onlarca danışmanı olmasına rağmen, tehlikenin farkında değiller. Çünkü herhangi bir önlem aldıklarını görmüyoruz” dedi.

Nisan’da yağmur yağmadı

Geçtiğimiz günlerde Kızıltepe Ovası'nda arpa biçmeye başladı. Ancak bölge çiftçisi son yıllarda kuraklıktan şikayetçiydi. Bu yıl kış, önceki yıllara göre sert ve yağışlı geçti. Bu yağışlar çiftçinin yüzünü güldürmüştür diye düşündük. Öter ise aynı fikirde olmadığını dile getirdi: “Geçen sene bölgemiz ve ülkemizin büyük bölümü çok ciddi kuraklık yaşadı. Bu sene Mart ayına kadar kar ve yağmur açısından iyi geçti. Fakat hububatta hayati önemi olan Nisan yağmurları yağmayınca kuru alandaki hububat ve bakliyatın büyük bölümü kurudu, telef oldu. Umudumuz, çiftçilerimizin kendi imkanlarıyla açtıkları yeraltı sondaj kuyularından elektrikle elde edilen suyla üretimi yapılan hububatta. Mardin ovamızın yaklaşık %70'i bu şekilde sulanmaktadır.”

'Buğday alım fiyatı ton başına en az 7 bin TL olmalı'

Çiftçi tarlaya gübreydi, ilaçtı, suydu taşıyor. Elektrik ve mazot harcıyor. Bütün bunların bir maliyeti var. Ekonomik kriz de bu maliyete eklenince ürününe iyi bir fiyat biçilsin istiyor. Ancak TMO buğday alım fiyatını açıklamadı henüz. Çiftçinin beklentisini anlatan Öter, buğdayın tüm dünya için stratejik bir ürün haline geldiğini söyledi: “2022 yılı buğday alım fiyatları belirlenirken başta çiftçinin girdi maliyetleri, imalat sektörü ve tüketicinin alım durumu dikkate alınmalı.”

Buğdayın küresel ölçekte önem kazandığına dikkat çeken Mardin Kızıltepe Hububat Ticaret Merkezi ve Zahireciler Derneği Başkanı Öter, çiftçinin beklentisini de şöyle dile getirdi: “Rusya, Ukrayna-Rusya savaşı, Hindistan gibi ülkelerin buğday ihracatını yasaklamış olması, Çin’in buğday ithalatında gümrükleri sıfırlamış olması ve kuraklığın etkisinin devam etmesi nedenleriyle buğday tüm dünya için stratejik ürün haline geldi. Bu dönemde hükümet tarafından açıklanacak olan 2022 yılı TMO buğday alım fiyatları ton başına en az 7 bin TL olmalı. Tüketici ve imalat sanayiini korumak, spekülasyonların önüne geçmek adına da TMO yılsonu buğday satış fiyatını da ton başına 5 Bin TL olarak açıklamalı. Bu süreçte bu fiyatların dengeleme açısından isabetli bir karar olacağını düşünüyoruz.”

'Buğday ithal etmek Türkiye’ye yakışmıyor'

Geçen yıl buğday sıkıntısı yaşandı ve hükümet buğday ithal etti. Bu duruma çiftçiler, Türkiye’nin bir tarım ülkesi olduğunu hatırlatarak itiraz ettiler. Çiftçinin yeterli destek görmediğine değinen Öter, buğday ithalatının ülke ekonomisine ciddi bir külfeti olduğunu söyledi: “Dışarıdan tonu 6-7 bin liradan ithal edilen buğday güya destek amaçlı bazı fabrikalara tonu 2,65 bin liradan verildi. Bu durumda ton başına 4-5 bin lira Hazine'den zarar karşılandı. Oysa yerli çiftçimize bu paranın yarısı elektrik, gübre, mazot, tohum ve diğer giderlerine destek olarak verilse milli üretim artar. Ayrıca bu destek iç pazarda harcanır, dövizimiz de dışarı gitmemiş olur. Kısaca tarım ürünlerini ithal etmek Türkiye gibi bir ülkeye yakışmıyor. Çünkü biz tarım ülkesiyiz, özellikle Mardin, Urfa, Diyarbakır, Batman, Gaziantep gibi şehirlerimiz dünyanın en kaliteli, bereketli topraklara sahip.”

[caption id="attachment_117534" align="alignnone" width="800"] Kızıltepe Hububat Ticaret Merkezi ve Zahireciler Derneği Başkanı Mehmet Şerif Öter[/caption]

'Birçok ülke buğday stokluyor'

Mehmet Şerif Öter’e göre, son yıllarda küresel ısınma, daha sonra Kovid-19 salgını dünya genelinde gıdanın hammaddesi tarım ürünleri üretimini olumsuz etkiledi. Bu olumsuzlukların üzerine Rusya-Ukrayna savaşı eklendi ve bu savaş, ithalata bağımlı çok sayıda ülkeyi de etkiledi. Öter, “Ne yazık ki bu ülkelerin başında Türkiye de geliyor. Çünkü Rusya ve Ukrayna’dan en çok ithalat yapan ülkeyiz” ifadesini kullandı.

Peki, Ukrayna-Rusya savaşı, Çin ve Hindistan gibi ülkelerin buğday politikası küresel bir sıkıntıya işaret ediyor. Hükümet ne gibi önlemler alırsa hem çiftçi hem de ülke bu sıkıntılardan etkilenmez?

Öter, bu soruyu şöyle cevapladı: “Son yıllarda tarım üretimi çok ihmal edildi, çiftçi adeta toprağına küstü. Bu durumda ülke üretimi düşerken, ithalat lobisinin cebi doldu, zengin oldu. Şu anda birçok ülke panikle gıdanın hammaddesi buğdayı stokluyor. Hindistan ve birçok ülke buğday ihracatını yasakladı. Mısır Devlet Başkanı Sisi’nin bir açıklaması oldu. 'Yusuf Peygamber'in taktiğini' uygulayacaklarını ve buğdayı stok edeceklerini duyurdu. Bizim sayın idarecilerimiz hâlihazırda ciddi herhangi bir önlemlerini henüz açıklamış değiller. Bunun en üzücü örneği 48 yıldır tamamlanamayan GAP projesi sulama kanallarıdır.”

'Üründen elde edilen gelir, elektrik faturasına yetmiyor'

Bölge illerindeki çiftçiler uzun yıllardır elektrik kesintileri nedeniyle her yaz DEDAŞ ile karşı karşıya geliyor. Elektrik borcunu ödeyemeyen çiftçilerin yanı sıra borcunu ödeyen çiftçiler ve aslında hiç tarlası bulunmayan yurttaşlar da elektrik kesintisinden etkileniyor. Son elektrik zamları ise çiftçilerin ekip biçme umudunu iyice kırmıştı.

Bu yıl da elektrik kesintisi olacak mı? Olursa çiftçi nasıl etkilenecek? Öter, “Nisan ayında beklenen yağmurlar yağmayınca sondaj kuyusu olan çiftçiler elektrikle hububatını suladı. Bu süreçte ciddi elektrik kesintileri yaşanmadı. Aksi halde sulu alandaki hububat kuruyup, telef olacaktı” dedi.

Mehmet Şerif Öter’e göre elektrik şirketi ya hükümetten talimat aldı ya da böylesine büyük bir tahribatı göze alamadığı için elektrik kesintisine başvurmadı: “Zira elektrik şirketinin çiftçilerden yüksek meblağlarda alacağı var, çiftçilerin de bu yüksek borçları ödemesi mümkün değil. Çünkü çiftçi ürünün tamamını satsa elektrik borcuna yetmez. Elektrik pahalı, yeraltı sondaj kuyuları derin, faturalar yüksek geliyor. GAP faaliyete geçinceye kadar hükumetin acilen bu işe el atması, çiftçinin elektrik borcunu ödeyebilecek makul bir miktarda ücretlendirmeyi sağlaması, şirketin parasını hazineden karşılaması gerekiyor.”

Birkaç gün sonra buğdayın yerine ikinci ürün mısırın ekileceğini hatırlatan Öter, “Şayet elektrik kesintileri olursa ve mısır tarlada kurursa, bu sadece Mardin çiftçisini değil, tavuk sektörünü, küçük baş, büyük baş hayvan sektörünü, nişasta ve irmik fabrikalarını da çok ciddi şekilde etkileyecektir. Zira ülkede yaklaşık 6 milyon ton mısır üretiminin üçte biri Mardin ovamızdan karşılanıyor” dedi. Kaynak: Vecdi Erbay/Gazete Duvar

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.