Dilin kemiği: İki sus bir dinle

Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarda ‘uyuşturucu madde kullanımını özendirdiği’ gerekçesiyle hakkında dava açılan ‘Pucca’ lakaplı sosyal medya fenomeni Pınar Karagöz’e 5 yıl 10 ay hapis cezası verildi.

Karardan yaklaşık 11 gün sonra cezanın gerekçesini açıklayan Mahkeme, bu paylaşımların ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemeyeceğini ve sosyal medyanın ‘hükümetlerin devrilmesi sonucuna gidecek kadar’ gücü olduğuna hükmetti.

Pınar Karagöz’ün davaya konu sosyal medya paylaşımları ile doğrudan uyuşturucu madde kullanımını özendirdiği savunulan gerekçeli kararda dikkat çeken sosyal medya vurgusunda, “Sosyal medyanın toplumlarda yarattığı etkiye bakınca; bu imkan kullanılarak dünyanın farklı yerlerindeki ülkelerde belli bir ideoloji çerçevesinde yapılan örgütlenmeler ile hükümetlerin devrilmesi sonucuna gidecek kadar neticeler elde edilebilmiştir. Bu nedenle sosyal medya aracılığı ile kitlelere ulaşma, onları etkileme, yönlendirme imkanı klasik basın araçları televizyon, radyo ve gazeteye kıyasla daha kolay, daha ucuz ve elverişlidir. Bu da her yaştan kişinin erişim imkanı olan sosyal medyanın gücünü ortaya koymaktadır.” İfadeleri kullanılmış.

Yoruma bağlı bir karar ve her tarafa çekilebilme ihtimali var. Haklılık payı da var, abartma ve hatta korku da var içinde.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Cumhuriyet döneminin en büyük camisi olan Çamlıca Camii hakkında 12 Nisan’da, uzaklığına ve ulaşım imkanına vurgu yaparak, 'Hangi akıllının başına Çamlıca Tepesi'ne 60 bin kişilik cami yapmak gelir ya? Bir kere doldursunlar ellerini öperim' demişti hatırlarsınız.

Dilin kemiği yok, bu sözler çok yere çekildi. “Cami yapımına karşı olduğuna” bile vurgu yapıldı.

Karamollaoğlu aradan geçen yaklaşık üç ay sonra yine gündeme getirdi: “Oraya gidenlerin, tabir yerindeyse anası ağladı. Sırf biz, bir şey söyledik diye, o noktaya bir seferberlik ilan edildi. Ancak, insanlar sabah namazına yetişemedi. Trafik orada kilitlendi. İnsanları kilometrelerce mesafeden yürümek zorunda kaldı. Bu da insanları yordu. Ben, camiye karşı olabilir miyim? Ancak, o yapı, oraya gösteriş için yapıldı. O noktaya, konutta yapılsaydı, okulda yapılsaydı yine karşı olurdum. Çünkü erişimi zor. İşte bu da israftır. Bana cevap vermek için oraya giden, Allah’ın indinde bir şey kazanamaz. Çünkü oraya Allah rızası için değil, bana cevap vermek için gittiler,”

“İnsan söylediği sözün kölesi, söylemediği sözün efendisidir” derler ya gerçekten doğru.

Bazen iyi niyetle Karamollaoğlu’nda olduğu gibi söylenen bir söz yanlış yorumlanabiliyor. Pucca da durum farklı. Özendirme “makul” bir ceza gerekçesi olabilir ancak kasti aşan bir sosyal medya vurgusu var sanki.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi