Dikkatten kaçtıysa

Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum atanan Vali Hasan Basri Güzeloğlu, DİSKİ’ye ait ihaleleri resmi internet sitesi ve sosyal medya hesapları üzerinden canlı olarak yayınlama kararı aldı. Bu kapsamında ilk canlı ihale de gerçekleştirildi. Tüm kurumlara örnek olması dileğiyle…

Noyan ailesi, Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde harabe bir evde hayatlarını sürdürmeye çalışırken, bir yandan hastalık, bir yandan yoksullukla mücadele ediyor.

İçleri acıtan bir halde yaşayan ailede anne Saime Noyan, talasemi hastası ve taşıyıcı olduğu için de hastalığı çocuklarına da geçmiş.

Ailenin küçük kızı böbrek hastası ve Akdeniz anemisi. Büyük kızı Ela da tetrakord ve omurgası açık. İdrar torbası düşmüş. Ayağı üç buçuk cm kısalmış durumda. 12 yaşında henüz, iki gözünde de sorun var. Anne sürekli baygınlık geçirdiği için eşi de çalışmıyor.

Haber gazetemizde yayımlandıktan sadece bir gün sonra İŞKUR tarafından iş imkanı, kaymakamlık tarafından da kira yardımı yapıldı.

Kalıcı bir çözüm değil diye eleştirenler oldu sosyal medyada. Buna rağmen anında olumlu bir tepki olması açısından alkışı fazlasıyla hakediyor.

Kitap Fuarımız açıldı. İğne atsan düşmez bir ilgi yoğunluğu var. Bana göre Diyarbakır’a en yakışan Fuar.

Bir ağabeyimizin ayna tutan eleştirisi hem güldürdü hem düşündürdü, okuyup siz karar verin:

Hayat hikayesini kitaplaştıran yazar olmuş. Bir tür terapi olmalı. Önemli insanların arasında görünmek, kalabalıklarda poz vermek...

Gerçek yazarları tenzih ediyorum elbette. Onlar kendilerini bilirler, biz de biliriz.

Kalemine saygı duyduğum arkadaşım, Diyarbakır kitap fuarından replikler göndermiş.

Bence bu işi organize edenlerin kırmızı çizgileri olmalı. İpini koparan stanta oturmuş kısmetini bekliyor.

Yayınevleri parayı bastıranın kitabını yayınlıyor. Kimi beş yüz, kimi bin basıyor.

Yazarlık kimliğinin kıymetini unutanlar Nazım’ı, Yaşar Kemal’i, Ahmed Arif’i, Cahit Sıtkı’yı, Sezai Karakoç’u, Necip Fazıl’ı hatırlasınlar!

Her ilin kitap fuarı var neredeyse. Kitap sayısı arttı, ama okur çoğalmadı. Tuhaf değil mi? Belki de herkes sadece kendi kitabını okuyordur.

“Bu bir geçiş dönemi, ölen ölür, kalan sağlar” diyenler var, kirliliği aklamaya çalışan...

Hayır, öyle değil, adamı kitaptan soğutuyorlar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ufuk Çimen Arşivi