Bingöl’den Kanada’ya bir girişimcinin başarı hikayesi

Muş Alparslan Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi dekan yardımcısı Doç. Dr. Zeliha Tekin ve Uzman Eğitmen Arzu Çotul’un birlikte kaleme aldıkları “Bingöl’den Kanada’ya Bir Girişimcinin Başarı Hikayesi: Fesih Zeki Mert” adlı kitap Türkiye’nin her yerinde satışa sunuldu ve geçtiğimiz günlerde de İstanbul ve Bingöl’de imza günü yapıldı.

Mücadelelerle dolu başarı hikayesi

“Gençlere, Girişimci Adaylarına, Hayalleri Olan Herkese” mottosuyla yola çıkan yazarlar kitap hakkında şunları söyledi:

“Bu kitap, her insanın ve her girişimci adayının okuması gereken rehber niteliğinde bir eserdir ve kişisel başarı potansiyelinizi açığa çıkarmanıza yardımcı olabilecek özlü sözler ve iş yaşamına dair bilmeniz gereken çok sayıda ipuçları içermektedir. İnsan içinde yaşadığı toplumun izlerini taşır, kültürünü benimser ve o coğrafyanın kaderini yaşar. İbn-i Haldun, “İklim Teorisi”nde “coğrafya kaderdir, iklimler kişiliklere etki eder” demiştir. Gerçekten de yaşadığınız coğrafyanın nasıl bir geçmişe sahip olduğunu bilmeden bazı değerlerin farkına varamazsınız ve bir kimlik sahibi olamazsınız. Fesih Zeki Mert’in Bingöl’ün küçük bir köyünden başlayan Toronto’ya uzanan mücadelelerle dolu başarı hikayesi, insanlar için ilham kaynağı olabilecek niteliktedir. Umarız ki sıvacı olarak girdiği şirketin 10 yılda patronluğuna yükselen Fesih Zeki Mert’in azimle, çalışkanlıkla örülmüş, hayallerinden hedeflerine varan yolculuğuna eşlik eden sizler de bu kitapta kendinizden bir şeyler bulursunuz.”

Başarı, çaba ve tesadüfler zinciri

Yazar Arzu Çotul, Fesih Zeki Mert’in hikâyesinde pek çok başarı, çaba ve tesadüfler zinciri bulunduğunu söyleyerek şunları kaydetti:

“Özellikle kasım aylarına denk gelen değişimler, Mert’in başarı basamağının kritik eşikleri olmuştur. Örneğin kasım ayında dünyaya gelmiştir, kasım ayında Kanada’ya gitmeye karar vermiş; kasım ayında şirket kurmuştur. Girişimci Fesih Zeki Mert, pizza sattı, sıvacılık yaptı, günü birlik işlerde çalıştı… Umutsuzca iş aradığı bir gün Van Horne Corporation’ın kapısının önünden geçerken “belki de” dedi ve içeri girdi. 1973’te Hollandalı ve Alman iki ortağın kurduğu bu köklü şirket başvurusunu aynı gün kabul etti. Çalışkandı, azimliydi ve cesaretliydi; tüm dikkatleri üzerine çekmişti. Kısa bir süre içinde kendi şirketini kurup işçi olarak çalıştığı şirkete taşeronluk yapmaya başladı. Birikimleriniyse Van Horne hisselerine yatırarak değerlendiriyordu. 10 yılın sonunda şirketin tüm hisselerinin sahibi ve patronuydu. Başarısını hayal kurmaya bağlayan ve hayallerini gerçekleştirmek için var gücüyle çalışan Mert, kendini bir ressam olarak görmüş, önce tabloya hayalini çizmiş daha sonra da onu gerçekleştirmişti.” (Haber Merkezi)