Ali Rıdvan Demirkapı yazdı: Demokrasi üzerine

İnsanlar toplu yaşam tarzını benimsediklerinden itibaren yönetilmelerine ihtiyaçları olduklarına inanmışlardır. Tarih boyunca çeşitli otoritelerin hüküm sürdüğü dünyamızda, yöntemler değişiklik gösterse de amaç hep aynı kalmıştır. Dünyada ki bütün otoriteler, insanların düzen içinde yaşama ve buna bağlı olarak güvenlik ihtiyaçlarını sağlama amaçlarını kaynak edinmişlerdir.

İnsanları kendi çizdikleri yoldan yürütmek isteyen, kendi açtıkları pencereden bakmalarını amaçlayan yöneticiler ise farklı yollarla da olsa tahta oturmaya kendilerini layık görmüşlerdir.

İnsanları bir takım değer yargılarına inandırmayı başaran veya zor kullanarak itaat ettiren yöneticiler kendi refahlarını her zaman ayrıca korumuşlardır.

Demokrasi, belirli bir medeniyet seviyesine ulaşmış toplumlarda kendisinden istifade edilebilecek bir yönetim biçimi olarak ideal görülebilir. Demokrasi kültürünün benimsendiği toplumlarda, temelde güçler ayrılığı ilkesine uymak koşuluyla zor kullanma ve karar verme yetkilerine sahip makamları işgal edenler sınırlandırılabilmektedir. Ayrıca bu sınırlandırılabilmenin yanı sıra zor kullanma ve karar verme yetkilerine sahip makamları işgal edenler, denetim mekanizmalarının sağlıklı işlemesi sayesinde denetlenebilmektedir.

Demokrasinin tehlikeli yüzü ise demokrasi kültürünü sağlam temeller üzerine inşa edemeyen, bu kültürü zihinlere oturtmayı başaramayan toplumlarda belirir. Özellikle gelişmemiş toplumlarda tam anlamıyla bir kıyım olabilen bu yönetim şeklinin alternatifsiz bir sistemmiş gibi görülmesi büyük bir yanlışın devam ettirilmesinden başka bir şey değildir.

Diktalar ve demokrasi arasındaki fark şudur; "Demokrasi, kitlelere kendi cellatlarını seçme hakkı tanır!"

Son olarak Platon'un Sokratesin görüşüne dair yazdığı meşhur diyaloğa değinmek istiyorum: Sokrates, Ademantus isimli bir diğer karakter ile demokrasi hakkında sohbet eder. Sokrates bu kısımda Ademantus'a demokrasinin eksiklerini ve hatalarını göstermeye ve anlatmaya çalışır. Bunu yapmak için Sokrates, toplumu bir gemiye benzetir. Sokrates şöyle sorar:

''Eğer ki deniz yoluyla bir yolculuk yapmak isteseydin, geminin kontrolünün kimde olacağına nasıl karar verilmesini isterdin? Rastgele ve herhangi bir grup insan tarafından mı, yoksa deniz seyahatleri konusunda deneyimli, bilgili ve eğitimli insanlar tarafından mı?'''

Ademantus'un cevabı çok açıktır: Elbette ki ikincisi! Sokrates'in buna cevabı ise şu şekildedir:

Peki bu durumda nasıl olur da, bir ülkedeki yetişkin insanların rastgele ve herhangi bir grubunun bir ülkeyi kimin yöneteceğine karar verebilecek donanımda olduğunu düşünebilmekteyiz?01

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi