Aziz Gülmüş yazdı: Qırıxın otobüsü (1)

Yolculuklar bende hep hüzün yaratmıştır. Sanki ardımda tamamlayamadığım ve bir şeyleri eksik bıraktığım duygusuna kapılırım. Yine bu duygularla elimde bir-iki çanta otobüse binerek Diyarbekirime doğru yola çıkıyorum.

Otobüste ağlayan mız mız çocuklar, yolculuğun kazasız belasız geçmesi için dua eden yaşlılar, elele tutuşan çiçeği burnunda yeni evlilerin yanı sıra asker olduğu her halinden belli olan yanımda oturan gencin sessiz hıçkırıkları hüznümü daha da artırıyor.

Yolculuğun ilerleyen saatlerinde bu hüzün yerini neşeye ve insanların yolculuk psikolojini atıp, etraflarını tanımaya ve sohbet etmeye bırakıyordu. Çünkü 17-18 saat bir arada olmak zorunda olan insanlar mevcut durumlarını kabullendiklerini böylece gösteriyorlardı.

İstanbul’dan çıkmış ve Kocaeli’yi geçmiştik ki yan karşı koltukta oturan yaşlı bir amcanın sıkıntılı hali hemen göze çarpıyordu. “Üüüüffff, püüffff!!” ettikten sonra kendisine: “Amca rahatsız mısın? Ya da bir ihtiyacın mı var?” diye sorduğumda sözlerimden bir şey anlamadığını anlamıştım. Bu kez Kürdçe: “Xalo tû nexweşi?” diye sordum. “Na bavê xalo ez ne nexweşım” Bunun üzerine kendisi sordu,“Erxeni (Ergani) pır maye?” gülümseyerek yanıtladım “Xalo Erxeni pır maye, tû razê” dedim ve yaşlı xalo başını koltuğa yaslayarak uyumaya başladı.

Gece yarısı Ankara’nın Elmadağ İlçesine geldiğimizde yaşlı xalo uyandı ve camdan etrafa bakarken bir yandan da “Vıra ne Erxeniye?” diye sordu. “Na xalo Erxeni pır maye” dedim. Bu kez inanmamış olacak ki şoföre sordu; ”Xwarzê vıra ne erxeniye?” şoför kızgın bir şekilde, “Na xalo tû lı kû? Erxeni lı kû?” dedi. Yaşlı xalo bu kez uyumadı canı sıkıldığı belliydi birileri ile sohbet etmek istiyordu. Sohbet etmek amacı ile, “Xalo mala te lı Erxeniye?” dedim. Yüzüme dik dik baktı ve “Erê” dedi. Hoş beş sohbetten sonra Xalo açılmıştı. İstanbul'daki gelininin zulmünden, oğlunun vurdum duymazlığından, İstanbul’u sevmediğinden anlattı durdu. Gecenin ilerleyen saatlerinde süren bu sohbetimizden şoför hoşlanmamıştı. Muavini çağırarak: “Yolcular uyuyorlar sessiz olsunlar” diye uyarı alıyoruz. Ama Xalo kimseyi takmıyordu, konuşmaya devam ederken bir yandan da çok gezdiğini her tarafı çok iyi bildiğini anlatırken, kendisine nereleri gezdiğini sordum.“Ma bavê xalo, xalê te Banaqızzê nediye, Ma xalê te Ehmediyê nediye, Ma xalê te qıleşê nediye, wext wextê xalête bu xalête pêxwas dıçu hetta qerejdaxê” Yaşlı xalo’nun anlattığı köyler yaşadığı köye komşu olan köylerdi, ben de kendisine: “Erê welle xalo tû pır geryayi”dedim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz Gülmüş Arşivi