Avukat mı, hukukçu mu?

.. /Yaşamım boyunca en saygı duyduğum meslek benim için Avukatlık mesleğiydi. Bu yüzden onları hep sevdim.

12 Eylül karanlığında ceplerinde beş para olmadığı halde davadan davaya koşan Avukatlar gördüm. Avukat İbrahim Güçlü, Hacı Akyol, Mustafa Özer, Ruşen Arslan Gülfer Güçlü'yü yakından tanıdım. O dönem yine davadan davaya koşan İbrahim Güçlü'nün yırtık ayakkabılarını üzülerek gördüm. Bu saydığım Avukatlar, kimseden para talep etmiyorlardı çünkü adalete adanmış bir bedenle yaşayan dava adamlarıydı.

Sonraki dönemlerde Avukat Yaşar Altürk ü tanıdım. Oldukça sevecen Diyarbakır’da çok sevilen herkese yardımcı olan gerçek bir Adalet adamı..

Ardından İstanbul'da; Avukat Serdal Seçgül , Ercan Özant’ı tanıdım. Onlar da tıpkı Yaşar hocaları gibi herkesin yardımına koşan, paylaşımcı pırıl pırıl genç çocuklar. İyi ki varsınız, iyi ki bu mesleği seçip adalete susamış yüreklere yağmur olup yağıyorsunuz..

Şimdi de Diyarbakır’da çalışan Adaletin yüz karası bazı "Avukatları" yazacağım. İnsanları nasıl mağdur ettiklerini, yazacağım. Bu "Avukatlardan" biri karakolda bulunduğu bir esnada üniversite öğrencisi genç bir kızın, ifade sırasında "Yanımda olun, yanlış bir ifade vermiyim" diye rica etmesi ile toplamda beş dakika yanında bulunmuş. Dava mahkemelik olmadan orada son bulmuş.

Kızcağız memleketine döndükten sonra binbeşyüz liralık alacağı olduğu iddiası ile ilamsız -Yani herhangi bir belgeye dayanmayan- (Arada herhangi bir vekaletname veya yazılı taahhüt olmadan) bu öğrenci kızı icraya vermiş. Bu "Avukat" alacağı için dosyayı başka bir İcra Avukatına vererek bu meblağı 3.700 TL’ye çıkarmış. Böylece birbirleri ile paslaşarak arkadaşının da para kazanmasını sağlamış. Bravo! Arkadaşlık böyle olmalı, kendisi kazanırken arkadaşı da kazanmalı (!)

Genç öğrenci ailesine yük olmamak ve okul masraflarını karşılamak için bu yaz bir mağazada çalışmaya başlamış. Tam ilk on günlük maaşını alacakken icra ile karşılaşmış. Para kesilmiş ve İşyeri sahibi, "İcralık, sorunlu birini çalıştıramam" diyerek kızcağızın işine son vermiş.

İşte “Adalet adamının” para tutkusu ve vicdan.

Hani Adalet Vicdanda gizliydi?

Olmayan Vicdanınız batsın!

Not: Konuyu daha geniş bir şekilde başka bir yazımda ele alacağım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Aziz Gülmüş Arşivi