Yapay zeka her yerde

Yapay zeka her yerde
Yapay zeka, bilim kurgu ve zihin okuma, fotoğraf analizi yaparak siyasi görüş tahmin etme, insanlar yerine şarkılar üretme gibi birçok gelişmelerle hayatımıza dokunmaya devam ediyor.

Son yıllarda yapılan önemli gelişmeler, yapay zekanın farklı alanlarda kullanımını gözler önüne seriyor. İnsanların günlük yaşamında yer alan birçok alanda yapay zeka uygulamaları görülebilir. Örneğin, akıllı telefonlarda kullanılan sanal asistanlar, doğal dil işleme ve makine öğrenmesi algoritmaları sayesinde kullanıcıların sesli komutlarını anlayarak yanıt verebiliyor ve çeşitli görevleri yerine getirebiliyor.

"Yapay Zeka" terimi, ilk olarak 1956 yılında Dartmouth Konferansı'nda kullanılmıştır. Dartmouth Konferansı, John McCarthy, Marvin Minsky, Nathaniel Rochester ve Claude Shannon gibi önemli bilim insanlarının katılımıyla gerçekleştirilen bir toplantıydı. Bu konferansta yapay zeka araştırmalarının bir disiplin haline gelmesi ve bilgisayarların insan benzeri zeka yeteneklerini geliştirmesi hedefleniyordu. John McCarthy, konferansta "Yapay Zeka" terimini kullanarak bilgisayarların insan benzeri zeka ile donatılabilmesi üzerine çalışmaları ifade etti. O zamandan beri "Yapay Zeka" terimi, bu alandaki çalışmaları ve disiplini tanımlamak için yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. McCarthy ayrıca yapay zekanın temelindeki fikirleri ve matematiksel temellerini de geliştirmiş ve yapay zeka alanının öncülerinden biri olarak kabul edilmiştir.

Tesla Üst Yöneticisi (CEO) Elon Musk, yapay zekanın insanlık için bir felaket olabileceği gerekçesiyle çalışmalara ara verilmesini istedi ve kısa bir süre sonra da "Yapay zekanın babası" olarak adlandırılan Geoffrey Hinton, yapay zeka alanındaki gelişmelerin "korkunç" olduğunu ve bu alanda yaptığı çalışmalardan pişmanlık duyduğunu söyledi.

Öte yandan bilim insanları, sağlık alanında yapay zekaya başvurarak bazı hastalıkların önlenmesinde ve tedavisi için yapay zekanın yararlı olduğu yönünde çalışmalar sürdürüyor.

ABD'nin Washington Üniversitesinden araştırmacılar, algoritmalar aracılığıyla, erken doğum riskinin hamileliğin 31. haftasında tespit edilebileceğini ortaya koydu. Bu çalışmayla erken doğum nedeniyle hayatını kaybeden milyonlarca bebek ölümünün önüne geçilebileceği belirtiliyor.

Bunun yanı sıra, dünyada en fazla ölüme yol açan 7'nci hastalık olduğu belirtilen alzaymırın yapay zeka ile erken teşhisinin, önlenmesi ve tedavisi için dönüm noktası olabileceği ifade ediliyor. Bu teknolojiyle alzaymırın başlangıcının yüzde 99 doğru tahmin edilebileceği, yapılan çalışmalar arasında yer alıyor.

İngiltere'de de bilim insanları kanseri doğru şekilde tanımlayabilen bir yapay zeka modeli geliştirerek algoritmaların mevcut yöntemlerden daha etkili ve verimli bir biçimde kanser tanımlaması yapabildiğini açıklıyor.

Yapay zeka sağlık sektöründe, insanoğlu için önemli gelişmeler kaydediyor ve bu gelişmeleri sadece bu alanda değil, eğitim alanında da görmek mümkün. Ancak bazı gelişmeler, uzmanlar tarafından tartışma konusu olmaya devam ediyor.

Öğrenciler, OpenAI tarafından geliştirilen ve diyalog konusunda uzmanlaşmış prototip yapay zeka sohbet robotu ChatGPT'ye ödevlerini ve çalışmalarını yaptırıyor ve bu durum öğretmenlerin kabusu oluyor. Bazı okullarda ChatGPT'ye erişimin yasaklandığı belirtilse de ödevlerin öğrenciler tarafından hazırlanması, özgün bir çalışma ortaya koyması ya da sıra arkadaşından kopya çekmesi tarihin tozlu sayfalarına karışacak gibi görünüyor.

ChatGPT sadece öğrenciler tarafından değil, Avrupa Birliği'nin (AB) yürütme organı, AB Komisyonu çalışanları tarafından da tercih ediliyor. Ancak, Komisyon, çalışanlarını, kritik işlerde ChatGPT gibi yapay zeka sohbet robotlarını kullanmamaları konusunda uyarıyor.

AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Margrethe Vestager, yapay zekanın insanların yaşam koşullarını etkileyebilecek şekilde ayrımcılık yapma riskine karşı tedbir alınması gerektiğine dikkati çekerek, "Bir banka konut kredisi verirken veya bir belediye sosyal hizmet sağlarken yapay zeka kullanıyorsa, cinsiyetiniz, ten renginiz veya posta kodunuz yüzünden ayrımcılığa uğramadığınızdan emin olmak istersiniz." ifadesini kullanıyor.

''Yapay zeka, insanları işsiz bırakacak mı?'' korkusunu haklı çıkaran gelişme Wall Street'ten geldi

Uzmanlara göre, yapay zeka farklı endüstri alanlarını dönüştürüyor ve yeni alanlar açarak istihdam oluşturulmasını sağlıyor, bazı alanlarda da işten çıkarmalara yol açıyor. Bu işten çıkarmalar, yapay zekanın tehdit ettiği, "bankacılık, medya, sinema ve müzik" alanında görülüyor.

ABD merkezli McKinsey & Company'nin araştırmasına göre, 2030'da dünya çapında 400 ile 800 milyon kişinin, yapay zeka sebebiyle işsiz kalabileceği tahmin ediliyor. Bu korkuları haklı çıkaracak haber yakın zamanda Wall Street'ten geldi.

Belirsizliğin ekonomik faaliyetlerde baskı oluşturması nedeniyle Wall Street'te başta satın almalar ve halka arzlar gibi sermaye piyasası faaliyetleri azalırken, ABD'nin büyük bankaları, maliyetleri azaltmak için çalışanlarıyla yollarını ayırmaya başladı. Çağın gerekliliklerine uyum sağlamaya çalışan finans kuruluşları, teknolojik gelişmelerin beraberinde getirdiği yeniliklerden ve verimlilik kazanımlarından faydalanabilmek için yapay zeka konusunda uzmanlar arıyor. Bu kuruluşlar, önemli alanlarda hala yönetici ve bankacıları da istihdam etmeye çalışıyor.

Sadece büyük ABD bankalarında bu yıl 11 bin çalışanın işini kaybettiği kayıtlara geçerken insan kaynakları uzmanları, yıl sonuna kadar ülkedeki büyük bankalarda işine son verilen çalışan sayısının 15 bine ulaşacağını tahmin ediyor.

Almanya'nın en büyük bankası Deutsche Bank da işlerin önemli ölçüde yavaşladığı konusunda uyarıda bulunan ilk büyük Avrupa yatırım bankası olurken, 800 kişiyi işten çıkarmayı planladığını duyurdu.

Bu durumda olumlu pencereden bakan uzmanlar, uğraş gerektiren ve angarya işlerin yapay zeka tarafından yapılmasını insanoğlu için bir kolaylık olarak görüyor. Bazıları ise yapay zeka kullanımında şeffaflığın önemini vurgulayarak, bu teknolojinin kullanımında etik kuralların uygulanmasının gerektiğini ve yapay zekanın insanlar arasındaki kutuplaşmayı artırmasından korktuğunu ifade ediyor.

Algoritmalar, hangi şarkının "hit" olup olmayacağına karar verebilir

Özgünlüğün ve hayal gücünün yansıtıldığı "sanat" alanında da algoritmalar yerini sağlamlaştırmaya başlıyor.

Efsanevi İngiliz rock grubu Beatles'ın üyesi Paul McCartney, grubun "son" şarkısının algoritmalar aracılığıyla yapıldığını açıkladı ve müzik sektörü de yapay zekadan nasibini aldı. Grubun 1980'de hayatını kaybeden üyesi John Lennon'ın sesi yapay zeka aracılığıyla enstrümandan ayrıldı ve yeni yapılan şarkıda kullanıldı.

Yapay zeka, şarkı sözü yazmak ve beste yapmanın da ötesine giderek, hangi şarkının "hit" olup olmayacağını belirlemede karar mekanizması oldu. Sanatçıların günlerce, aylarca belki yıllarca üzerine kafa yorduğu, hislerini, heyecanlarını sözlere ve ezgilere döktüğü şarkıların, toplum tarafından beğenilip beğenilmeyeceğine de yapay zekanın karar verebileceği savunuluyor.

Bu teknolojinin toplumsal beğeni ve zevkleri tahmin etmeyi kolaylaştırabileceği belirtilse de bazı uzmanlar, insanlar tarafından verilen tepkilere ve duygulara, yine toplum tarafından karar verilmesi gerektiğine inanıyor.

Amerikan Senaristler Birliği (WGA) 2 Mayıs'ta yapay zeka teknolojisine karşı sanatçıların çeşitli haklarının korunması amacıyla grev başlatsa da sinema sektöründen, Marvel Stüdyoları'ndan yapay zekanın kullanımına dair haber geldi. Dijital içerik platformu Disney+'ta yayımlanan "Secret Invasion" dizisinin açılış jeneriğinde yapay zeka kullanıldı. Ancak, sinemada yapay zeka kullanımı "sanatçıların elinden iş imkanlarını aldığı" ve "etik olmadığı" gerekçesiyle sanatçılar ve izleyiciler tarafından eleştirildi.

Fotoğraf analiziyle siyasi görüş tahmin eden yapay zeka

Bilim kurgu ve distopik bir filmi anımsatan yapay zeka alanındaki gelişmelere, yakın zamanda bir yenisi daha eklendi.

İngiltere'deki Bilgi Komisyonu Ofisi (ICO) yayımladığı "nöro veri rehberi" adlı raporunda, yapay zekanın zihin okuyarak, kişinin düşüncelerine erişebileceği ve çeşitli değerlendirmeler yapabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.

Bu teknolojinin, doğru kullanılmadığı takdirde, kişinin şahsi düşüncelerine de erişebileceği konusunda uyaran bilim insanları, aynı zamanda, özellikle işe uygunluk ve ruh sağlığı değerlendirmelerinde, kişilerin zihinsel yeterliliklerine göre çeşitli ayrımcılıklara maruz kalabileceğini belirtiyor.

Öte yandan bazı uzmanlar, nöroteknolojinin, kişinin ruh sağlığını ve mesleki açıdan işe uygunluğunu değerlendirebileceğini, doğru kullanıldığında yararlı olabileceğini savunuyor.

Danimarka'da yapılan bir araştırmada da bireylerin siyasi görüşlerinin yapay zekadan yararlanılan fotoğraf analiziyle yüzde 61 doğrulukla tahmin edilebildiği belirlendi. Algoritmaların, insan davranışlarını taklit ederek öğrenme kapasitesine sahip olduğu ve "derin öğrenme yönteminden" faydalanıldığı belirtildi.

Bireyler için güvenlik meselesi, mahremiyet endişelerine göre daha ağır basıyor

Zaman zaman, tereddüt etmeden tüm bilgilerini yapay zeka ile paylaşan kişilerin, bazı durumlarda suç oranlarının azalması veya kamu güvenliğinin sağlamlaştırılması için mahremiyet endişelerinden taviz verdiği görülüyor.

Buna, yakın zamanda bir örnek Fransa Senatosundan geldi. Senato, kamusal alanlarda yapay zeka teknolojisiyle yüz tanıma üzerinden kişinin kimlik bilgilerine ulaşma olanağı sağlayan tasarıyı onayladı.

İnsan hakları savunucuları tarafından bireysel özgürlükleri ihlal ettiği gerekçesiyle eleştirilen tasarı, yapay zeka teknolojisinden yararlanarak kişileri simalarından tanıma ve kimlik bilgilerini elde etme imkanı sağlıyor. Yasalaşması halinde söz konusu teknolojinin ülkede özellikle, cinsiyet ve etnik kökene dayalı ayrımcılık için kullanılmasından endişe duyuluyor.(Haber Merkezi)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.