Ülsen: Kürtlerin muhatap alınması gerekiyor!

Ülsen: Kürtlerin muhatap alınması gerekiyor!
Gündemdeki konular ve partisinin politikalarına ilişkin Yenigün Haber’e konuşan DEVA Partisi Diyarbakır İl Başkanı Av. Cihan Ülsen, son günlerde yeniden...
Gündemdeki konular ve partisinin politikalarına ilişkin Yenigün Haber’e konuşan DEVA Partisi Diyarbakır İl Başkanı Av. Cihan Ülsen, son günlerde yeniden tartışma konusu olan Kürt meselesine de değindi. Kürt meselesinin en önemli ayağının Kürtleri kabul etmek, eşit vatandaş olduklarını özümsemekten geçtiğini vurgulayan Ülsen, “Kürtlerin bir nesne olmaktan çıkarılıp özne olduğunu kabullenmek gerekiyor. Kürtlerin sahip olduğu bu özne kimliğinin kendilerine verilmesi ve muhatap alınmaları gerekir” dedi

Ercan Çağlayan / YENİGÜN HABER - DEVA Partisi Diyarbakır İl Başkanı Av. Cihan Ülsen, gazetemiz yazarlarından Ercan Çağlayan’a konuştu.  Çağlayan’a gündemdeki konular ve partisinin politikalarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ülsen, son günlerde yeniden ülke gündeminin en önemli konu başlığı haline gelen Kürt meselesine de değindi. Asıl sorunun Kürt meselesini, Kürtlerin derdini görmeyenlerle alakalı olduğunu vurgulayan Ülsen, bunun Kürtlerin meselesinden ziyade tüm Türkiye'nin sorunu olduğunu kaydetti. Kürt meselesinin en önemli ayağının Kürtleri kabul etmek, eşit vatandaş olduklarını özümsemek olduğunun altını çizen İl Başkanı Ülsen, “Bunu teoride bırakmamak, yasal ve anayasal bir zemine oturtmak gerekir. Kürtlerin bir nesne olmaktan çıkarılıp özne olduğunu kabullenmek gerekiyor. Kürtlerin sahip olduğu bu özne kimliğinin kendilerine verilmesi ve muhatap alınmaları gerekir” dedi.

Türkiye halkları için ne tür bir DEVA reçeteniz vardır?

DEVA Partisi Diyarbakır İl Başkanı Av. Cihan Ülsen’in Ercan Çağlayan ile yapmış olduğu söyleşinin tamamı şu şekilde;

“Türkiye'de zaman kaybetmeksizin çözülmesi gereken öncelikli sorunlar var. Bu öncelikli sorunların başında "Demokratik zeminin kalmayışı" yer alıyor. Hak-Hukuk-Adalet-özgürlük Türkiye'de yaşayan halklara ilişkin sorunların kökeninde ki ritüellerdir. Bunlara ilgili olarak çok ciddi problemler yaşıyoruz. Türkiye son 10 yıl içerisinde bu ritüelleri giderek artan bir şekilde kaybediyor. Gazetecilerin, işçilerin, yolu adliyeye düşen vatandaşın, Kürtlerin... Kısaca bu ülkedeki her bir bireyin hak ve özgürlük problemi var.  Şuan da acil ve elzem olan en önemli şey, Türkiye'de yıkılan, yerle yeksan edilen, görmezden gelinen demokratik sistemi tekrar oluşturmak, insanların özgürce konuşabileceği, düşüncelerini korkmadan dile getireceği, bir sistemin inşasını gerçekleştirmek,  mülkün temeli olan Adaleti sağlamaktır."

İktidara geldiğinizde bunu “kesinkes” değiştirmemiz lazım dediğiniz bir sorun var mı? Varsa nedir?

“Deva Partisi iktidara geldiğinde öncelikle Türkiye'deki yapısal sorunların çözümüne dair reçeteleri vardır. Türkiye'de yapısal sorunlar çözümlenmek yerine aksine katlanarak günümüze gelmiştir. Örneğin Kürt meselesi ile Hak ve Özgürlükler meselesinde Türkiye'nin 200 yıllık serüveninden arta kalan bakiyeyi yaşıyoruz. Her gelen iktidar sosyal yardımları kendi partidaşlarına dağıtan bir kısır döngü içerisinde olmuştur. Son 20 yıl içerisinde gelen her bir Milli Eğitim Bakanı, kendine göre bir eğitim politikası güdüyor. Tarımdaki problemler keza yine öyle. Ciddi bir politikasızlık var. Sorunlar çözülmek yerine günlük pansuman yöntemleriyle çözülmeye çalışılıyor. Kanunlar çıkartılıp yasalar yapılıyor fakat devlet kendi çıkardığı kanunları uygulama konusunda bile sıkıntı yaşıyor. Türkiye'de  çok ciddi yapısal sorunlar var. Bu yapısal sorunları çözecek bir akla ihtiyaç vardır. Deva partisi bu akla karşılık olarak ortaya çıkmış bir partidir. Türkiye Cumhuriyeti' tarihinde  ilk defa bir muhalefet partisi iktidara gelmeden yapacağı bütün alanlara ilişkin eylem politikalarını açıklıyor. Tarım, eğitim ve sosyal devlete ilişkin eylem politikalarımızı en şeffaf bir şekilde açıkladık. Seçim sürecine kadar 20 farklı eylem politikamızı da açıklayacağız. Bunun Türkçe karşılığı şudur; biz sorunları görüyoruz, biliyoruz, çözüm üretiyoruz. Bunun için halkımız ve sivil toplum kuruluşlarının görüş ve önerilerini alıyoruz. Bütün her bir vatandaşı önemseyerek çalışıyoruz. Üretmiş olduğumuz çözümlerin "Tek Doğru" olduğu kanısında değiliz. Toplumun her kesiminden görüş ve eleştiriler alarak hareket ediyoruz. Herkesin katkı göstereceği, kendini çözümün bir parcası olarak görebileceği bir aklı ortaya koymak gerekiyor. Bu aklın karşılığı da DEVA’dır.”

Halkın sorunlarına çözüm bulmak, görüş ve önerilerini almak amacıyla “Deva Nöbette” adında bir çalışma başlattınız. Bu çalışmanız vatandaşlardan ilgi görüyor mu, Diyarbakırlı vatandaşların “Deva Nöbette ’den ortak talepleri nelerdir?

“DEVA" geri bildirimleri önemseyen bir partidir. İl Başkanlığı binamız dışında internet sitemizdeki "forum" köşesinde de vatandaşlardan görüş ve öneriler alınıyor. Genel Merkezimizde 7/24 aktif bir şekilde hizmet veren telefon hatlarıyla vatandaşlardan gelen talepler, görüş ve öneriler değerlendiriliyor. Halk restorasyon siyasetinden ziyade, somut gerçekçi ve uygulanabilir bir siyaset istiyor DEVA'dan. Diyarbakırlı hemşehrilerimizin bizden istediklerinin başında, Kürt meselesi bağlamında hak ve özgürlük ile Ekonomik meseleler geliyor. Siz Diyarbakır'a sokağa çıkıp vatandaşlarla konuştuğunuzda,  konu ne olursa olsun, gerek kuraklık gerekse de sosyal yardımlar olsun, siz onların yanından ayrılmadan, konu dönüp dolaşıp Kürt meselesi ile Hak ve Özgürlükler konusuna geliyor. Kürt meselesi konusunda vicdanlı hakkaniyetli, duyarlı bir çözüm getirmemizi istiyorlar. Parti programımız Hak ve Özgürlükler ile başlayıp ekonomi ile devam ediyor. Bu toplumun istediklerinin parti programına yansıtılmış halidir. Geri bildirimler bizim için çok önemlidir. “Deva Nöbette" sistemiyle arkadaşımızla parti binasında buluşuyoruz. Amacımız parti propagandası yapmak değil, görüş ve önerilerle, talepler dinlenerek, nasıl deva olabiliriz konusunda çalışmalar yapmaktır.   Sık sık sivil toplum kuruluşları, siyasi parti temsilcileriyle görüşüyorum. Onlara da aynı şeyi söylüyorum. Diyarbakır'ın ortak paydasında bizi eksik gördüğünüz, fazla gördüğünüz, DEVA'nın şu konuda muhakkak tavır alması gerekir dediğiniz, bütün meselelerde bize geri dönüş yapmalarını istiyoruz. Çünkü insan kendine kördür, siyasi partilerde kendine kördür. Herkes kendisinin en iyisini yaptığını düşünür ve ona göre hareket eder. Biz böyle olmadığını düşünüyoruz. Hatalarımız, eksiklerimiz olabilir. Fazla yaptığımız yada görmediğimiz şeyler olabilir. Geri dönüşler bizi güçlendiriyor. DEVA Partisinin kapısı herkese açıktır. İnsanlar gönüldaşı olmadığı partilere de gitmeli,  gerektiği yerde onları eleştirmeli, görüş ve önerilerde bulunmalı, doğru yaptığı şeyler için tebrik etmeleri gerekir.”

DEVA Partisi Kürt meselesinin çözümüne yönelik nasıl bir paradigma sergiliyor?

“Kürtlerin bir meselesi, derdi var. Sorun Kürt meselesini, Kürtlerin derdini görmeyenlerle alakalı. Bu Kürtlerin meselesinden ziyade tüm Türkiye'nin sorunudur. Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte gelen asimilasyon ve inkar politikaları, daha sonra Cumhuriyet’in ortalarında meselenin geri kalmışlık üzerinden tanımlanması,  geldiğimiz noktada Kürt sorununun vardır, yoktur bilmecesiyle laçkalaşan ve insanların meselenin üzerinde sağlıklı bir şekilde konuşmasını engelleyen bir ortamla karşı karşıyayız. Deva partisinin ortaya çıkmasıyla birlikte yani son 1,5 yıldır tekrardan konuşulmaya başlandı. Onun öncesinde uzun bir süre yine bu mesele yoklukla malul bir şekilde önümüze serildi. Kürt meselesinin en önemli ayağı, Kürtleri kabul etmek, eşit vatandaş olduklarını özümsemek. Bunu teoride bırakmamak, yasal ve anayasal bir zemine oturtmak gerekir. Kürtlerin bir nesne olmaktan çıkarılıp özne olduğunu kabullenmek gerekiyor. Kürtlerin sahip olduğu bu özne kimliğinin kendilerine  verilmesi ve muhatap alınmaları gerekir. Kürtlerin Kürt olmaktan ve insan olmaktan yana haklarının pazarlıksız bir şekilde şartsız koşulsuz verilmesi lazım. Kültürel ve siyasi hakları gibi geniş yelpazedeki tüm hakları dahil. Anadil meselesi bir sorun olmaktan çıkarılmalı, 21. Yüzyılda Kürtlerin anadil hakkının olup olmadığını konuşmak ayıp birşey artık. Güney Asya,'sı, Afrika'sı, Avrupa'sı, Amerika'sı bu sorunu çözdü.

‘Önce demokratik zemini inşa edeceğiz’

Bunun için röportajın başında bahsettiğim demokratik zeminin inşa edilmesi gerekiyor artık. Bakın! İnsanlar konuşmuyor artık. Bir twit atarken başıma birşey gelecek mi? Diye endişe içerisindedirler. Bir twiti beğendi diye yargılanan insanlar var. Özgür düşüncenin olmadığı böyle bir ortamda değil Kürt meselesine hiçbir soruna çözüm bulamazsınız. Şunu kabul etmemiz lazım; şiddete silaha teşvik etmeyen, çağırmayan, her türlü düşüncenin konuşulabileceği demokratik bir zeminden bahsediyorum. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ifade özgürlüğüne ilişkin kararlarında, "sadece toplumun kabul ettiği düşünceler değil, toplumun kabul etmediği şok edici düşüncelerde de konuşulabilmeli” diyor.  bu zemin inşa edilmeden belediyedeki bir ihaleyi bile konuşamayız. O yüzden DEVA diyor ki, biz önce demokratik zemini inşa edeceğiz. Silah ve şiddete teşvik etmeden insanlar düşüncelerini söyleyebilmeli ve siyaset yapabilmeli. Bunu gerçekleştiren Kürt partileri vardır. Toplum buna hazır değilse, siyasetçilerin ve iktidarın toplumu buna hazır hale getirmesi lazım. Toplumu buna hazır hale getirdikten sonra, Anadil meselesi, Kültürel ve siyasi haklar, eşit yurttaşlık haklarının verilmesi ile  çatışma çözüm meseleleriyle beraber Kürt meselesi hal olabilir. Bir tarafıyla zor, bir tarafıyla da çok kolay. Yeter ki bu konuda bir irade ortaya konsun. Deva partisi bu iradeye sahip bir partidir.”

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan Mart 2021'de gerçekleştirilen “Deva Kadında” zirvesinde ,"Siyasetin, kadınlardaki nezaket diline ihtiyacı var," söyleminde bulunmuştu.  Peki bu söylemlere istinaden partiniz olarak kadınlara yönelik çalışmalarınız var mı? Varsa nelerdir?

“Deva sadece kadınlara yönelik değil, Türkiye'de ötekileştirilmiş, dezavantajlı konumuna gelen bütün toplum kesimlerine olumlu yaklaşımı olan bir parti. Evet, siyaset erkeklere bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir. Bu aslında Türkiye'deki eril bakışın özeti olmakla birlikte kadına bakışıda ortaya koyan bir anlayış. Bizim partide cinsiyet kotamız var. Kadın kotamız yok. Yarın öbür gün erkeklerde azınlık konumuna gelebilir. Kadınların çok fazla olduğu bir siyasi partide, yüzde 35'lik bir cinsiyet kotasıyla erkeklere de bir güzellik düşünen bir parti. Deva Partisi, İstanbul sözleşmesinden tutunda bütün alanlarda kadınların yalnızlaştırıldığı, kimsesizleştirildiği, bir başına bırakıldığı tüm politikaları red ediyor. Kadın bakış açısını ortaya koyan bir siyasetle yürümek istiyor. Kadınları da siyasete dahil etmek istiyor. Kadınların olmadığı, kadının bakışının değmediği bütün meseleler eksik ve yetersizdir. Türkiye'de ilginç ve görmezden gelinen birşey var. Kadınların belirlediği bir siyasi iklim hep olmuştur. Yani kadınlar hangi siyasi eğilime daha yakınsa, o siyasi eğilim sürekli iktidar olmuştur. Bu da kadının değiştirici, dönüştürücü gücünün bir yansımasıdır. Deva Partisi bu anlamda kadınlara uygulanan hem yasal hemde pratikteki eşitsizlikleri ortadan kaldıran bir anlayışa sahip. Biz kadınları konumlandırırken kol olarak konumlandırmıyoruz. Asıl gövdenin en büyük parçası olarak görüyoruz. Gençlerde olduğu gibi...  Bunun için bizde kadın kolları, Gençlik kolları başkanlıklarının aksine, kadın kolları başkanlığı ve gençlik kolları başkanlığı var. Kadınlar, Deva Partisi'ndeki karar alma mekanizmalarının tam ortasındadırlar. Yaşanılabilir bir kent eylem planımızı kadın politikaları Başkanlığı’mızla beraber yürütüyoruz. Çünkü yaşanılabilir bir kent, kadınların yaşayabildiği bir kenttir. Bu anlayışla hareket ediyoruz. Tarım politikalarından bahsederken, tarım liselerinde kadın kontenjanlarının daha fazla olması gerektiği düşüncesindeyiz. Kadınları hiçbir alandan vareste tutmadan, bütün politik alanlarda söz sahibi olması gerektiğini düşünüp, politikalarımızı bu alanda şekillendiriyoruz.”

Bir seçmen olarak İl başkanlığını yürüttüğünüz partiye neden oy vermeliyim?

“Deva yeni bir parti. Deva'nın bütün söylemleri, politikaları, inşa edici bir dile yöneliktir. Çözüm önerileriyle geliyor deva. Bu çözümleri gerçekleştirebilecek önemli ve liyakatli insanlarla geliyor. Sunmuş olduğu bütün çözüm önerileri, ortaya koymuş olduğu bütün politikaları şeffaf öngörülebilir bir şekilde yapıyor. Tutamayacağımız, yapamayacağımız hiçbir şeyin sözünü vermiyoruz. Popülist politikalarla, olmayacak vaatlerle gelmeyeceğiz, seçmenimizde bizi hiçbir zaman öyle görmeyecek. Somut, Yapılabilir ve geleceğe dair vaatler söz konusu olacak. Deva bugüne tutunarak yarını inşa eden bir siyaset diliyle geliyor. Geçmişi yadsıyan değilde, geçmişi bilen, okuyan, hisseden, duyan, bundan ders çıkaran bir anlayışı benimsiyoruz. Biz geleceğin sayısız ihtimalleri arasında boğulmak istemiyoruz. "-Ecak'lı, -Acak'lı" konuşarak değil de bugün ne söylediysek onu gerçekleştiriyor, onu inşa etmeye çalışıyoruz. Genel Başkanımızdan tutunda en aşağıya kadar hiçbirimiz bağırarak, çağırarak, agresif bir siyaset yapmıyoruz. Her türlü eleştiriye açığız. kavganın, tartışmanın kısır döngüsü içerisinde hapsolmak istemiyoruz. Türkiye son 20 yıllık mevcut ikliminde,  ekonomiden tutun da siyasete kadar birçok şeyde çöküş dönemini hatırlatıyor. Türkiye'nin bu anlamda kaybedeceği tek bir saniyesi bile yoktur. Düşünerek siyaset yapılıyor. Herkesi devaya davet ediyoruz. Deva Ana akım merkez bir parti olduğu için de Türkiye'nin bütün demokratlarıyla, bütün özgürlükçüleriyle, bu ülkenin geleceği için kafa yoranlarla hareket ediyor. Geçmişe takılı kalmayan, insanlara cesaret veren, umut olan bir siyaset anlayışı var. İnsanları Türkiye'nin siyasetine yeni bir nefes olan Deva Partisi'ne davet ediyoruz.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.