Pazarda alan da satan da dertli

Pazarda alan da satan da dertli
Ramazan ayında bekledikleri hareketliliği bulamayan pazar esnafı, “Meyve-sebze fiyatları altınla kapışıyor” diyerek, yaşadıkları sıkıntılardan...

Ramazan ayında bekledikleri hareketliliği bulamayan pazar esnafı, “Meyve-sebze fiyatları altınla kapışıyor” diyerek, yaşadıkları sıkıntılardan dert yandı. Pazar esnafı son 6- 7 ayda bütün ürünlere yüzde yüz zaman geldiği için tamamen zararına satış yaptıklarını belirtirken, vatandaşlar ise artık halk pazarından alışveriş yapamaz duruma geldiğini altını çizdi

DİYARBAKIR YENİGÜN  - Her geçen gün kendini daha derinden hissettiren ekonomik sıkıntılar, semt pazarındaki esnafı kara kara düşündürüyor. Artan sebze ve meyve fiyatlarından dolayı alıcı bulamamaktan yakınan pazar esnafı, satamadığı ürünün çöpe gittiğini ve zararların büyük olduğunu söylüyor. Diyarbakır’ın Yenişehir ilçesinde kurulan Ofis Semt Pazarı’ndaki esnaf, vatandaşların ellerinin pazardan boş döndüğünü belirterek, meyve ve sebze fiyatlarının altın ile kapıştığını söyledi.

“Karpuz İran’dan geliyor”

Uzun yıllardır pazarcılık yapan Cemal Akçiçek, her geçen gün pazara gelen insan sayısında düşüş yaşandığını belirtti. Akçiçek, geçen sene sebze-meyve halinden kilosu 4 TL’ye aldığı çileği, bu yıl 8 TL’den aldığını dile getirdi. Yurttaşların fiyatlardan dolayı meyve alamadığını söyleyen Akçiçek,  “Muzun kilosu geçen sene 5 TL’ydi, bu sene 10 TL oldu. Halk nasıl meyve tüketsin? Her ürünün maliyeti yüksek. Çileği üretici tarladan bedava bile verse 3 TL maliyeti var. Üretici bunu nasıl alıp nasıl satacak? Pazarda çileğin kilosunu 12, eriğin kilosunu 6, karpuz mevsiminde olmasına rağmen karpuzun kilosunu 4 liraya satıyoruz. Geçen hafta karpuzun kilosu 2 buçuk TL’ydi. Bugün pazarda olan bütün karpuzlar İran’dan geliyor. Kavun’un kilosu 10 TL” dedi.

“Ekmeğe muhtacız”

Meyve satarak kazanç elde edemediklerini belirten Akçiçek, son 6- 7 aydır bütün ürünlere yüzde yüz zaman geldiği için tamamen zararına satış yaptıklarını söyledi. İnsanların, 200 TL altında haftalık alışverişini yapamadığını vurgulayan Akçiçek, şunları söyledi: “Bu halk, daha ne yapsın? Bir hafta pazar alışverişi yapıyor, 3 hafta aç kalıyor. Ben meyve satmama rağmen meyve yiyemiyorum. Halk nasıl yesin? Halk ekmeğe muhtaç kimse duymuyor. Biz diyoruz, iş olmuyor ama niye iş olmadığını kimse sorgulamıyor. Eğer yetkililer bir yerde esnaf kazansın istiyorlarsa halkın ekonomik durumunun iyi olması gerekiyor. Kimse, ‘bu halk ne yiyip ne içiyor?’ diye sormuyor, artık yaşayan ölü gibiyiz.”

“Sonunda taş yiyeceğiz”

Pazara alışverişe gelen Suna Çetinkaya da, artık halk pazarından alışveriş yapamaz duruma geldiğini belirterek, 50 lirayla geldiği pazarda sadece domates, salatalık ve biber alabildiğini söyledi. Vatandaşların gelip pazar fiyatlarını duyduktan sonra eli boş döndüğünü vurgulayan Çetinkaya, pazar alışverişini eksiksiz yapmak isteyen bir insanın cebinde en az 200 TL olması gerektiğini belirtti. Çetinkaya, meyve yemek isteyen bir insanın sebzeden, sebze yemek isteyen bir insanın ise meyveden vazgeçmesi gerektiğini belirtti. Hem kendisinin hem de eşinin emekli olduğunu aktaran Çetinkaya, Türkiye’nin tarıma dayalı bir politikasının olmadığını savunarak “Sonunda taş yiyeceğiz” diyerek tepkisini dile getirdi.

“Sadece bakıp geçeceğim”

Ramazan ayının gelişiyle birlikte meyve ve sebze fiyatlarının daha da pahalandığını belirten Çetinkaya, “İsyan ederek alışveriş yapıyorum. Artık bir şeylerin değişmesi gerekiyor. Benim şimdi alım gücüm varsa ileride ben de alamayacağım. Bir süre sonra sadece bakıp geçeceğim. Çünkü parama göre hiç bir şey bulmayacağım” dedi.

“Alış fiyatına satıyoruz”

8 nüfusluk ailesinin geçimini sağlamak için kardeşiyle beraber pazarda meyve satan Süleyman Yılmaz da, satamadığı meyvelerin çürüdüğünü ve bundan dolayı onları çöpe atmak zorunda kaldığını söyledi. Hal esnafıyla yaptığı sıkı pazarlıkla zor bela kasasını 10 liraya aldığını ve pazarda da 12 liraya sattığını ifade eden Yılmaz, “Çilek ezildi mi, darbe yedi mi ya da sulandı satılmıyor. Akşam kalsa çöpe atıyoruz. Bu kadar çok almasak halden ucuza mal alamıyoruz. Pazarda artık kazanç elde edemiyoruz.  Çalışmaya mecburuz. Zarar etmeyelim diye alış fiyatına satış yapıyoruz” diye belirtti.

“Altınla kapışıyoruz”

Ramazan ayının gelmesine rağmen pazarda hareketliliğin olmadığına dikkat çeken Yılmaz, “Meyve-sebze fiyatları, altın ile kapışıyor. Vatandaş oruçluyken canı çekerse ancak tadımlık meyve alıyor. Geçen sene 3 işçiyle birlikte çalışıyorduk. Şimdi işçi çalıştıramıyorum. Kendim işçiyim. İşçiye verecek param yok. Mecburum. Kazanç elde edemiyorum ki başkası kazanç elde etsin” ifadelerini kullandı.

“Sonumuz nereye gidecek”

Pazarda patates ve soğan satan Muharrem Koyuncu ise, 4 liraya aldığı patatesi, ancak 4 buçuk liraya satabildiğini ifade etti. Koyuncu, “Üretim yok, kriz çok. Patates ve soğandaki artışı herkes biliyor. Vatandaş gelip sorup gidiyor. Ramazan ayında düşüş bekledik, yükseliş geldi. Biz de bir ümit fiyatlar düşer, satış yaparız diyoruz ama düşüşü beklerken yükselişi görüyoruz. Pazarcılar sanki bu fiyatları yükseltiyormuş gibi hep söylentiler var da ama pazarcı da artık isyanda. Ürün satamıyoruz. Bakalım sonumuz nereye gidecek?” diye konuştu. (Mezopotamya Ajans)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.