Oturma eylemindeki ailelerden siyasi partilerin il temsilcilerine tepki; Bize desteğinizi gösterin

Oturma eylemindeki ailelerden siyasi partilerin il temsilcilerine tepki; Bize desteğinizi gösterin
Çocuklarının dağa kaçırıldığı iddiası ile HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde oturma eylemi yapan ailelerin sayısı 15'inci gününde 38'i bulurken,...

Çocuklarının dağa kaçırıldığı iddiası ile HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde oturma eylemi yapan ailelerin sayısı 15'inci gününde 38'i bulurken, her gün Türkiye'nin birçok noktasından Diyarbakır'a gerçekleşen ziyaretlerle ailelere destek çığ gibi büyüyor. Aileler ise, kendilerine destek vermediklerini kaydettikleri siyasi parti temsilcilerinin il yöneticilerine tepki gösterdi. Siyasetçilerin görevinin halka hizmet olduğunu vurgulayan Şevket Altıntaş, “Bende burada gerçek bir mağdurum, bir adım atsınlar bizi desteklediklerini göstersinler. Bizler de bu samimiyeti görelim, hiçbiri yanımıza gelmedi” dedi

Ufuk TEKER

DİYARBAKIR YENİGÜN - Çocuklarının dağa kaçırıldığı iddiasıyla HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde oturma eylemi yapan ailelerin sayısı 15'inci gününde 38'e yükseldi. 4 yıl önce üniversite öğrencisi olduğu Kars'ta PKK mensuplarınca dağa kaçırıldığı iddia edilen Osman Etik'in (24) kayınbiraderi Üzeyir Nergiz, kaynının Kars'ta üniversiteye gittiği sırada PKK'lılar tarafından kaçırıldığını savunarak eyleme katıldı. Nergiz, "Ben buradan sizin aracılığınızla kendisine seslenmek istiyorum. Gelsin Türkiye Cumhuriyeti devletine teslim olsun. Devletin şefkatli ellerine teslim olup kendi evine gelsin. Ben bir eniştesi olarak, ailesi ve eşim de onun ablası oluyor. Hepimiz onu özledik. Gelsin teslim olsun ve ben şu an ölümü göze alıp gelmişim" dedi.

“Kızım Kobani’ye kaçırıldı”

4 yıl önce çalıştığı tekstil fabrikasından PKK mensuplarınca dağa kaçırıldığı ileri sürülen Ece Taş’ın babası Cabir Taş, kızının Kobani’ye kaçırıldığını iddia ederek eyleme katıldı. Baba Taş, "Ben 20 yıldır İstanbul’da ikamet etmekteyim. Kızım Ece Taş 2015 Temmuz 20’sinde kaçırıldı. Kızım ablalarıyla birlikte bir tekstil firmasında çalışıyordu, öğle yemeği esnasında dışarı çıkıyor arkadaşları tarafından götürülüyor. Kobani’ye gittiğinden şüpheleniyorum. 3 gün İstanbul içerisinde aramalarımdan sonra emniyete haber verdim. Ardından şüpheleniyordum diye 3 defa Kobani’ye gittim, hiçbir netice alamadım. Gittiği saatten sonra hiç netice alamadım, gittiğim her kapıyı kapattılar. Annesi 2010 yılında vefat etmişti, bütün acısı bana kaldı. Kobani’nin kendi asayişleriyle görüştüm, cevap vermediler. Sen git biz döneriz dediler, dönüş olmadı. Kızım tamamen kandırılmış. Kızım her neredeysen arkadan duran bir baban var, kapım sana ardına kadar açıktır, her neredeysen telefondan da olsa iletişime geç” diye konuştu.

“Çocuğumun dönmesini bekliyorum”

Eyleme yaklaşık 4 yıl önce 19 yaşında çalışmak için İstanbul’a giden ve askere gitmek için hazırlık yaparken PKK mensupları tarafından dağa kaçırılan Mehmet Gökçe'nin ailesi de katıldı. Ağrı’da televizyon izlerken çocuğu dağa kaçırılan ailelerin eylemini gördüğünü ve Ağrı’dan Diyarbakır’a gelerek eyleme katıldığını belirten baba Salih Gökçe, çocuğunun dönmesini beklediğini söyledi. Acılı baba Gökçe, “Çocuğumun adı Mehmet, 4 yıl önce kaçırıldı. İstanbul'da çalışıyordu, 20 gün sonra askere gidecekti. Kurbanlığını hazırladım gelip askere gidecek dedim. Beni aradı 'baba geleceğim' dedi. Ondan sonra telefonu kesildi. Aramama rağmen ulaşamadım. İstanbul Yenidoğan'dan götürmüşler. O zamandan sonra kendisine ulaşamadım. Akçakale'ye kadar gittim. Orada savaş vardı gidemedim, geri döndüm. Buraya çocuğumu aramaya geldim. Bu kadar çocuk geliyor çocuğunu aramaya, ben neden gelmeyeyim? Madem öyleyse kendi çocuklarını göndersinler. Buradakilerin hiçbirinin çocuğu gidiyor mu? Bizim orada HDP'li milletvekili ve belediye başkanları var, çocukları neden gitmiyor? Hep gidenler fakir fukaranın çocuklarıdır. Ben HDP ile görüşmem, İstanbul’da kızım görüştü. Oğlumun Suriye'de olduğuna eminim. Araştırdım, biliyorum Suriye'de olduğunu. Oğlum dağda ve Suriye'de olmamış olsaydı ben buraya gelmezdim. Televizyon ve internette hiç fotoğrafına denk gelmedim. Oğluma devletin şefkatli kollarına gelmesi çağrısında bulunuyorum. Türk adaletine gel, sığın. Türk adaleti her zaman için arkanızdadır. Her tarafta asker, polis ve herkes bizim arkamızdadır. Ben oğluma sesleniyor ve rica ediyorum. Her ne olduysa oldu gel. Ben her zaman oğlumun arkasındayım. 2015’te 19 yaşındayken gitti, gittikten sonra ise hiç görüşemedim. Bazen özel numaradan telefonlar geliyor. Yalnız kimse konuşmuyor" ifadelerini kullandı.

“5 yıldır çocuğum kayıp, ciğerim yanıyor”

Çocuklarını beklediğini söyleyen Fatih Demir’in annesi Sevdet Demir de, 5 yıldır çocuğunun kayıp olduğunu aktararak ciğerinin yandığını söyledi. Demir, “Oğlum 5 yıldır kayıp, oğlumu arıyorum ciğerim yanıyor. Oğlumu vermeyene kadar gitmiyorum, neden kendi çocuklarını değil de fakir fukaranın çocuklarını gönderiyorlar. Çocuklarımız bizim geleceğimiz, biz silah ve zalimler için doğurmadık. Çocuğumuzu getirsinler, bugün 15. gün, zalimler hiç kapıdan çıkmıyor demiyorlar bu anneler buraya gelmiş yaraları nedir demiyorlar. Ben götürmedim diyorlar, gelip yemin içsinler, neden çıkmıyorlar. Bütün dünyadan anneler gelsin, korkmasınlar ciğerlerinin hakkını arasınlar” diye belirtti.

Ailelerden siyasi partilerin il temsilcilerine tepki

Bu arada Oturma eylemi yapan aileler, siyasi partilerin yerel temsilcilerinin kendilerine yeterince destek vermediğini belirterek tepki gösterdi. İstanbul'da 2015'te 14 yaşındayken kaçırılarak dağa götürülen oğlu Yakup için eyleme katılan anne Saliha Edizer, oğlunun HDP Kağıthane ilçe binasından dağa gönderildiğini savundu. Edizer, "Ben çocuğumu istiyorum, bizim üzerimizde siyaset yapıyorlar. Bizim çocuklarımızın üzerinden yapsınlar, çocuklarımızı getirsinler. Artık yüreğimiz parçalandı, ben çocuğumu istiyorum, çocuğumu getirsinler. Siyasetlerini tam yapsınlar, yarım yapmasınlar, bizlere yardımcı olsunlar. Tamamı bize gelmiyorlar, bazıları geliyor bazıları gelmiyor. Biz onları da bekliyoruz, siyasi partiler onlar da gelsinler” dedi.

“Siyasi partilerden destek bekliyoruz”

Asker olan oğlu Müslüm PKK mensupları tarafından dağa kaçırılan Şevket Altıntaş ise, eylemlerine siyasi partilerin Diyarbakır temsilcilerinin gelmelerini beklediklerini söyledi. Altındaş, "Kimse gelmedi, desteklerini bekliyoruz. İncittiler beni, onların desteğini bekliyorum. Biz neden buradayız veya onlar ne için orada? Siyasetçilerin görevi nedir; halkı için çalışmak. Bende burada gerçek bir mağdurum, bir adım atsınlar bizi desteklediklerini göstersinler. Bizler de bu samimiyeti görelim, hiçbiri yanımıza gelmedi. Ufak tefek gelenler var onlar da kendi reklamını yapıyor, onların farkındayız" diye konuştu.

“Sizlerin acısını paylaşmaya geldik”

Öte yandan ailelere destek ziyaretleri her geçen artıyor. Türkiye'nin birçok ilinden Diyarbakır'a gelen Yörük Türkmen Birliği'ne bağlı dernekler ve dernek üyeleri evlatları kaçırılan aileleri ziyaret ederek üzüntülerine ortak olup, destek mesajı verdi. Ziyarette konuşan Yörük Türkmen Birliği Başkanı İrfan Tatlıoğlu, Türkiye'nin dört bir tarafından gelen Yörük Türkmen Dernekleri olduklarını belirterek, "Analarımız ile birlikte geldik. Hacı beylerimiz ile beraber geldik ve içimizde Döndü Anamız'da bulunmaktadır. Döndü anamız, Suriye'de askerler çıkarma yaparken gece kalkıp kurban kesip askerin alnına kurbanın kanını süren anamızdır. Sizlerin acısını paylaşmaya geldik. Sizlerin yanında olduğumuzu bildirmeye geldik. Artık bizler sizinle akraba haline geldik ve bütün derneklerin de selamını sizlere getirdik. Allah mübarek etsin ve bu direnişinizi kutluyoruz" dedi.

“Annelerin bekleyişini destekliyorum”

Aileleri ziyaret eden bir diğer isim ise Diyarbakır'da 3 Ocak 2008 yılında 7 kişinin ölümüne 67 kişinin yaralandığı bombalı saldırıda oğlu Rıdvan Süer'i kaybeden baba Şemsettin Süer oldu. Şemsettin Süer, çocuğunun şehit olduğunu ve onu bir daha göremeyeceğini kaydederek annelerin bekleyişini desteklediğini söyledi. Süer, “3 Ocak 2008’de Diyarbakır’da bir dershane önündeki patlamada şehit olan Rıdvan Süer’in babasıyım. Özellikle buraya geliş sebeplerimden birisi de bu annelerimizi ziyaret etmek, acılarını paylaşmaktı. Her ne kadar Ankara’da olsak da kalben dualarımızla yanlarında olduğumu bildirmek için geldim. Özellikle annem ve eşimin çok selamları var annelerimize, bu onurlu duruşlarını sonuna kadar destekliyorum, inşallah en kısa zamanda evlatlarına kavuşurlar. Bizim öyle bir şansımız yok çocuğumuz menfur olayda şehit oldu, ama bu annelerimizin böyle bir bekleyişi var, inşallah hayırlısıyla çocuklarına sağ salim kavuşurlar, evlat özlemini dindirirler. Annelerin onurlu duruşu inanıyorum ki terörü bitirecek, 7 yıl Diyarbakır’da kaldık, ilk defa böyle bir onurlu duruş görüyoruz. Annelerimizin ellerinden öpüyorum ve sonuna kadar destekliyorum. Dualarımızla onların yanındayız, Allah yardımcıları olsun” diye belirti.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.