Kayıp yakınlarından açlık grevi çağrısı: Kötü haber alma olasılığımız yüksek

Kayıp yakınlarından açlık grevi çağrısı: Kötü haber alma olasılığımız yüksek
DİYARBAKIR YENİGÜN – Kayıp yakınlarının eyleminde konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, yaşanan hukuksuzluğun sonlandırılmasını...

DİYARBAKIR YENİGÜN – Kayıp yakınlarının eyleminde konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, yaşanan hukuksuzluğun sonlandırılmasını isteyerek, yetkilileri, açlık grevinde olan mahpus yakınlarının gösterilerine yönelik polis şiddetinden vazgeçmeye çağırdı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) ve kayıp yakınlarının, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” sloganıyla her hafta düzenlediği oturma eyleminin 533’üncüsünü İHD Diyarbakır Şube binasında gerçekleştirildi. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eyleme, kayıp yakınları, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Sayın, sivil toplum örgütleri temsilcileri, İHD yöneticileri ve üyeleri katıldı.

‘FAİLLERİ KORUMA ISRARI DEVAM EDİYOR’

Eylemde konuşan İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, bu eylemde insan hakları savunucuları ve sivil toplum örgütleri olarak annelerin sesine ses ve adalet yakarışlarına güç vermek için hep yanlarında olduklarını söyledi. 1 Eylül 2018 itibariyle Diyarbakır Valiliği’nin almış olduğu kararla eylemlerini şube binasında yapmak zorunda kaldıklarını aktaran Zeytun, “Bu hukuksuz durum yaşamın her alanında silsileler halinde yaşatılıyor. Hakikat mücadelesinde kanunlar, uluslararası sözleşmelerin güvencelerini ve hükümlerini uygulamaktan çekiniliyor. Kayıplar ve faili meçhul cinayetler gibi ağır insan hakları ihlallerini görmezden gelen, failleri koruyan ve hala korumakta ısrar eden siyasi iktidar, hukuki ve haklı mücadelenin kamusal alanda eylem düzenlemesine izin vermemektedir” diye konuştu.

‘HUKUK KEYFİ BİR ŞEKİLDE KISITLANIYOR’

Hukukun ve kanunların kişilere, gruplara tanıdığı hakların keyfi bir şekilde kısıtlandığını belirten Zeytun, devam eden tecrit ve açlık grevlerine dikkat çekmek isteyen annelerin uğramış oldukları polis şiddetini hatırlattı. Zeytun, “Sayın Öcalan üzerinde 27 Temmuz 2011 tarihinden itibaren gerçekleşen tecrit ve ağır izolasyon sonrasında Sayın Leyla Güven’in başlatmış olduğu ve Türkiye’nin farklı cezaevlerinde tespit edebildiğimiz kadarıyla 3 bine yakın mahpusun katılımıyla açlık grevleri devam ediyor” diye belirtti.

İnsan hakları savunucusu ve İHD olarak hukuksuz durumun derhal ortadan kaldırılmasını ve kanunların kişiye özgü bir şekilde kısıtlanamayacağını ifade ettiklerini aktaran Zeytun, “Sayın Öcalan üzerindeki avukat, aile ve vasisi üzerindeki görüş engeli ve kısıtlamaların kaldırılmasını talep ettik” diye konuştu.

‘POLİS ŞİDDETİNDEN VAZGEÇİN’

Açlık grevlerine ilişkinde her an kötü bir haberi alma olasılığımızın yüksek olduğuna dikkat çeken Zeytun, “Yaşam hakkını korumak için, iktidar ve yetkililerine derhal bu hukuksuz durumun sonlandırılması, açlık grevinde olan mahpusların yakınlarının gösterilerine, yürüyüşlerine protestolarına bu denli polis şiddetinden vazgeçmeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.

Zeytun, ayrıca Gebze’de Diyarbakır D Tipi Cezaevi önünde, Malatya M Tipi Cezaevi önünde ve başka alanlarda annelerin çağrılarının hükümet organlarınca dinlenilmesini ve duyulmasını isteyerek, annelerin talebine dönük polis şiddetini de kınadı.

GÖZALTINDA KAYIP

İHD Kayıp Komisyonu üyesi Hasan Yalçın da, 1989 yılında Cizre’de gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınamayan Mehmet Ertürk’ün hikayesini şöyle anlattı: “1989 yılında Mehmet Ertürk’ün evine güvenlik güçleri baskın düzenler. Evde bulunmayan Mehmet’in yerine eşi Fatma Ertürk gözaltına alınarak karakola götürülür. Karakolda kötü muamelelere maruz kalan Fatma Ertürk, bir süre sonra serbest bırakılır. Eve yapılan ikinci bir baskınla Mehmet Ertürk, gözaltına alınıp götürülür. Eşinin akıbetini sormak için Cizre Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat eden Fatma Ertürk’ün yaptığı başvurular dikkate alınmaz. Kızı ile birlikte eve dönen Fatma Ertürk, hastane önünden geçtiği esnada eşini askeri bir aracın içinde çok bitkin bir halde görür. Birkaç gün sonra Silopi Belediyesinin anons yaptığını ve Mehmet Ertürk yakınlarının belediyeye gelmelerini istediği söylenir. Fatma Ertürk, güvenlik güçlerinin zoruyla belediyenin defnettiği eşinin cenazesini alamaz. Cenaze kimsesizler mezarlığına gömülür. Fatma Ertürk’ün açtığı dava eşinin yakınları tarafından kendisinden habersiz bir şekilde geri çekildiği belirtilmektedir.”

Kayıp yakınları, açıklamanın ardından oturma eylemi yaptı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.