Vedat Aydın mezarı başında anıldı

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Örgütü, 5 Temmuz 1991 tarihinde JİTEM tarafından kaçırıldıktan 2 gün sonra cenazesi Elazığ’ın Maden ilçesinde bulunan Halkın Emek Partisi (HEP) Diyarbakır İl Başkanı Vedat Aydın'ın, Mardin Kapı Mezarlığı’nda bulunan kabri başında anma gerçekleştirdi.

İki gün gecikmeli yapılan anmaya, Yeşil Sol Parti Diyarbakır Milletvekilleri Adalet Kaya, Serhat Eren, Aydın’ın ailesi TJA, İnsan Hakları Derneği (İHD) Şubesi ve Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MEBYA-DER) yöneticileri katıldı.

Burada konuşan Yeşil Sol Parti Diyarbakır İl Eş Sözcüsü Pınar Sakik Tekin, “Zor ve zahmetli zamanların kahramanlarından olan Vedat Aydın, demokratik siyasete tahammül edemeyenler tarafından hedef alındı. Yoldaşımızın cenazesine bile tahammül edemeyen cenazeye saldırı oldu. O gün cenazede on binlerce kişiydik şimdi milyonlarız. Onların verdiği mücadele sayesinde kazanımlarımız bugün bu aşamada. Anısı önünde saygıyla eğiliyoruz” dedi.

İHD Diyarbakır İl Eşbaşkanı Abdullah Zeytun ise Vedat Aydın şahsında demokrasi yolunda yaşamını yitirenleri anarak konuşmasına başladı. Zeytun, “Vedat Aydın’ın yaratığı mücadele geleneği sayesinde bugün bu aşamadayız. Açtığı siyaset, insan hakları ve demokrasi mücadelesi büyüyerek devam etti. Özgürlük mücadelesinde öncülük ettiler. Yaratıkları değerler için saygı ile anıyoruz” diye belirtti.

‘ANISINA SAHİP ÇIKACAĞIZ’

Yeşil Sol Parti Diyarbakır Milletvekilli Serhat Eren ise şunları söyledi: “Şehit Vedat şahsında Kürt halkına saldıran devlet göçleri onun cenazesinde birçok kişiyi katledip yaraladı. JİTEM’in itirafları ile nasıl kaydedildiği ortaya çıktı ancak, cezasızlık politikası devreye girdi ve bu suçu işleyenler cezasız kaldı. Aydın’ın başlatmış olduğu demokrasi mücadelesindeki ısrarımızı sürdürerek anısına sahip çıkacağız” diye konuştu.

Vedat Aydın’ın kardeşi Veysi Aydın da, “Bilinçli ve esprili bir kişiliğe sahipti. Onunla geçirdiğimizi zamanlar dün gibi hatırımızda. 32 yıl geçti. Kürtseverdi, tüm şart ve koşullarda Kürt dilinde ısrar ediyordu. Yaşamını Kürtçe sürdürdü. Bir halkı var edenin dil olduğunu söylerdi. Hep direndi hep mücadele içinde oldu ve öncülük rolünden ödün vermedi” ifadelerini kullandı. (Haber Merkezi)