Günah Keçisi

Türk Dil Kurumu’na göre, günah keçisi’deyiminin anlamı “gerçek sorumluları korumak amacıyla suç, kabahat vb. olumsuzlukların sebebi olarak gösterilen kişi durumuna gelmek”

Deyimin bir de hikayesi var.

Ve Semavi dinlerden önce ortaya çıkmış olan ve siyah bir keçinin boynuna insanların kendi günahlarını sembolize eden muskaları takmaları ve keçiyi kurban etmeleri ya da ölüme terk etmeleri şeklinde gerçekleşen günahlardan arınma ritüeline dayanıyor.

Suçsuz olduğu halde başkalarının suçlarını yüklenen kişiye söylenen ‘günah keçisi’ tabiri, eski bir Yahudi ayininden alınmış.

Eski Ahit’te bahsedilen Kefaret Günü ayinlerinde Yahudiler, simgesel olarak günahlarını bir hayvana yüklüyorlardı. Scapegoat adı verilen ve dilimize günah keçisi olarak çevrilen ritüel, tarih boyunca birçok farklı kültürde vücut bulmuş.

Rivayete göre, keçi sürüsü içinden kura ile seçilen  iki erkek keçi, biri Tanrı’ya, diğeri de şeytanın diğer bir ismi olduğu söylenilen Azazel’e sunulurdu.

Bu keçilerden biri kesilir, diğeri ise çöle bırakılır ya da bir tepeden aşağı atılırdı.

İncil’de benzer şekilde bahsedildiği gibi, başrahip keçinin başını tutarak halkın günahlarını itiraf ederdi ve devamında günah keçisi kesilirdi.

Diğer keçi ise gökten düşmüş melek olarak tarif edilen, şeytanın bir ismi olduğu söylenen, Azazel’e gönderilirdi. Azazel adlı kötü ruhu yatıştırmak için gönderilen bu keçi ise bir tepeden aşağı atılır ya da çöle bırakılırdı.

Antik Yunandaki rivayete göre ise; doğal afetlerden ya da salgın hastalıklardan sonra beladan kurtulmak için suçlu olduğu kabul görülerek erkek ve kadın birer kişi belirlendiği ve bir tür ayin yapıldığı rivayet edilir. Apollon için düzenlenen Thargelia adı verilen festivalde, kurayla bir kadın ve bir erkek seçilerek dövülüyor, şehrin dışına kadar sürüklenip taşlanıyordu.

Günah keçisininsosyal bilimlerdeki karşılığına bakalım bir de.

Günah keçisi kavramınınkuramsal olarak önyargının temellerini incelemek amacıyla geliştirildiğini belirtilse de, Thomas Szasz tarafından zihinsel bakımdan hasta olanlara duyulan düşmanlığı açıklamak için kullanıldığı üzerinde durulmuş.

Thomas Szasz’ın “Deliliğin İmalatı” kitabının tanıtım kısmında; kitabın görünüşte birbiriyle ilgisi olmayan farklı konuların bağlantılarını ortaya koymaya çalışırken, ‘günah keçisi’nin toplumun ahlak mekanizmaları içindeki yerinin irdelendiğinden söz eder.

Özellikle sosyal inancın ‘öteki’ne bakışı ve onu yok etme çabasından ziyade, aynı zamanda paradoksal bir biçimde ona ihtiyaç duyması, bu yüzden onu yaratması, kötülüğü ona yakıştırması ve böylece kendi iyiliğini doğrulamasıdır.

Bu mesele JerzyKosinski’nin Boyalı Kuş’unda olağanüstü bir ustalıkla anlatılır. Kitabın adı bile çok şey söylüyor, ‘Boyalı Kuş’ feda edilen ‘öteki’dir, damgalanan, baskı altına alınan, ‘lanetlenen’dir.

Boyalı Kuş, yabancının, günah keçisinin, ‘öteki’nin simgesidir. Kosinski, bu meselenin iki yönünü de ustalıkla sergiler. Sürünün üyelerinden biri diğerlerine benzemiyorsa gruptan atılır, sürülür ve yok edilir. Sürüdeki herkes aynıyken, biri gelir, içlerinden birini alır, görüntüsünü değiştirir ve geri koyarsa, onun akıbeti de aynıdır. Lekh kargayı boyar, psikiyatristlerse hastalarını ağartır, öyle ki görünürde toplumun sürdüğü lekeden başka bir şey kalmaz. Ayırmanın, dışlamanın ve günah keçisi imalatının en köklü stratejisidir bu. İnsan ‘öteki’ni tümüyle yalnız bırakmak için farklılıklar arar, bulur, yaratır ve atfeder. Böylece Normal İnsan hem umutsuzluğunun, hayal kırıklığının, kızgınlığının acısını çıkartacak güvenli bir yol bulur, hem de kendine bir pay çıkarır. İnsan denen ehil hayvan kendini ancak türdeşleri arasında güvende hisseder. Bu yüzden uyum iyidir, burnunun dikine gitmek kötüdür. Emerson; "Toplum her yerde ve her bir bireyine karşı kurulu bir komplodur," der. Bireyden istenen, her şeyden önce uyumluluktur, çünkü kendi yolundan gitmek demek, toplumu çiğnemek demektir.

Bir deyimden, sosyal karşılığına kadar bir analiz içermesi adına ilginç değil mi?

Şirvan Oktay GÖRER/[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi