"Sığınma evinde ayrılmak zorunda kalan kadınlar öldürüldü"

"Sığınma evinde ayrılmak zorunda kalan kadınlar öldürüldü"
Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı, son dönemlerde kadınlara yönelik artan cinayet, şiddet, cinsel saldırı olaylarına ilişkin düzenlediği basın toplantısında, “Diyarbakır’da katledilen kadınların büyük bir kısmı daha önce sığınakta kalmış ancak kötü koşullar nedeniyle ayrılmak zorunda kalmış kadınlardır” diye belirtildi.

İlknur FİDAN/YENİGÜN HABER -Şiddetle Mücadele Ağı bileşenleri Rosa Kadın Derneği’nde düzenledikleri basın toplantısında kadınlara, çocuklara ve LGBTİ+’lara yönelik gerçekleştirilen saldırılara yönelik basın açıklaması düzenledi. Bileşenler adına açıklamayı yapan Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği Eşbaşkanı Gulan Önkol, Türkiye ve dünyada yükselen aşırı sağcı ve radikal politikalarla birlikte her geçen gün kadın ve LGBTİ+’lara dönük erkek şiddetin yoğunlaştığına vurgu yaptı. Önkol, “Kadınların ve LGBTİ+ların hak talepleri nefret söylemlerinin odağı haline getirilmiş, eylemlerimiz kriminalize edilerek hak savunucuları yıldırılmaya çalışılmıştır. Geldiğimiz nokta itibariyle karma eğitim, şiddetle mücadele politikaları, çalışma hakkı, anayasal eşitlik güvencesi ve ayrımcılık yasağı gibi en temel kazanımlarımız dahi iktidar ve birlikte çalıştıkları kişi ve kurumlarca her gün hedef alınıyor ve her gün yeni bir saldırı gerçekleşiyor. İstanbul Sözleşmesinden çekilme süreci ile benzer şekilde kurgulanan bu ataerkil zihniyeti tanıyoruz. Şiddet mağdurlarına değil faillere koruma sağlayan bu ayrıcalıklı erkeklikle mücadelemiz yüzyıllardır sürüyor. Ve Diyarbakır’da kadınlara, LGBTİ+’lara ve çocuklara dönük her türlü şiddete karşı mücadele eden kurumlar olarak; şiddet faillerinin değil, hakları ve özgürlükleri için mücadele eden kadınların ve LGBTİ+’ların susturulmaya, yargılanmaya çalışıldığı bu dönemde burada seslenmek istiyoruz: Haklarımızdan ve özgürlüklerimizden vazgeçmiyoruz” dedi.

‘FİZİKİ ŞARTLARIN KADINI GÜÇLENDİRİCİ POLİTİKALARLA YÜRÜTÜLMESİ GEREKİR’
Önkol, Diyarbakır ve Türkiye genelinde yaşanan çoğu kadın cinayetinde ve kadına yönelik şiddet eylemlerinde, kadınların şiddet sarmalından çıkmak için çoğu kez kamu kurumlarına başvurduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Ancak kamu kurumlarının şiddetle mücadeledeki etkisiz politikaları kadınların yeniden şiddetin üretildiği ortama dönmek zorunda kalmalarına sebebiyet vermektedir. Şiddet mağdurlarının, şiddet ortamından uzaklaştırılarak kamu nezdinde korunması amacıyla yerleştirildikleri sığınaklar mağdurlar için yeni travmalar yaratmaktadırlar. Türkiye genelindeki sığınakların sayısının az olması sebebiyle birçok kadın bu imkândan yararlanamamaktadır. Bir şekilde sığınağa yerleşebilen kadınlar ise sığınaktaki olumsuz yaşam koşulları ve fiziksel koşullar nedeniyle yalnızca birkaç gün kalabilmekteler. Bu kötü koşullar sebebiyle birçok kadın kaçıp kurtulmaya çalıştıkları riskli ortamlara geri dönmek zorunda kalmaktadır. Sığınaklarda annenin beraberindeki erkek çocuklar için belirlenen yaş sınırlaması, cezaevi gibi yaşamdan koparma pratiği, güvenlik gerekçesiyle kadınların cep telefonlarına el konulması, engelli, madde bağımlısı, LGBTİ + başvurularda sığınakların yetersiz ve cevapsız kalması gibi nedenlerle şiddet mağdurları sığınaklardan ayrılmak zorunda kalmaktadırlar. Ağ bileşeni kurumlara yapılan başvurular gösteriyor ki; Diyarbakır’da katledilen kadınların büyük bir kısmı daha önce sığınakta kalmış ancak kötü koşullar nedeniyle ayrılmak zorunda kalmış kadınlardır. Kadına yönelik şiddetle mücadelenin en etkili araçlarından biri olan sığınakların, fiziki şartların kadını güçlendirici politikalarla yürütülmesi gerekir.”

İSTANBUL SÖZLEŞMESİNE DÖNÜLSÜN ÇAĞRISI

Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı bileşenleri olarak kentte yaşanan kadına, çocuğa ve LGBTİ+’lara dönük tüm şiddet eylemlerini görüyor ve bunlara karşı seslerini yükselteceklerini aktaran Önkol, “Şiddet faillerinin etkili soruşturma ve kovuşturmalarla hak ettikleri cezaları almaları için mücadelemizi sürdürüyoruz. Devlete, gerek İstanbul Sözleşmesi’nin gerekse diğer uluslararası mevzuatın yüklediği sorumluluğu hatırlatıyoruz. Şiddete karşı bütünlüklü politikalar geliştirilmesini, faillerin korunmadan yargılanmasını, şiddete maruz kalan bireyleri önceleyen yaklaşımların geliştirilmesini talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum