Kayıp yakınları Ayhan Efeoğlu’nun akıbetini sordu

Kayıp yakınları Ayhan Efeoğlu’nun akıbetini sordu
Kayıp yakınları 756. haftada Ayhan Efeoğlu’nun akıbetini sordu.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 765. haftasını Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde gerçekleştirdi. Eyleme kayıp yakınları, İHD Genel Başkanı Eren Keskin, İHD Genel Sekreteri Hüseyin Küçükbalaban, İHD Bölge MYK Üyeleri, İHD Bölge Şube başkanları, Yeşil Sol Parti Diyarbakır Milletvekili Ceylan Akça, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcileri ile hak savunucuları katıldı. Eylemde, gözaltında zorla kaybedilenlerin ve faili meçhul saldırı sonucu katledilenlerin fotoğrafları taşındı. Aynı zaman da her hafta olduğu gibi çok sayıda çevik kuvvet ve sivil kolluk görevlileri alandaki yerini aldı. Bu hafta, İstanbul’da 6 Ekim 1992 tarihinde gözaltında zorla kaybedilen Ayhan Efeoğlu’nun akıbeti soruldu. Eylemde yine konuşmacıların, “Cumartesi İnsanları”, “Galatasaray Meydanı” gibi ifadeleri kolluk görevlileri tarafından anons aracından yapılan gürültü ile bastırılmaya çalışıldı.

Eylemde konuşan İHD Genel Başkanı Eren Keskin şunları söyledi: “Bu fotoğraflarda gördüğünüz bu kadar insan, bir gece alındılar ve bir daha geri dönmediler. Bu coğrafyanın muhaliflerine ve özellikle Kürtlere yönelik bir kaybetme var. Bu 1915’ten Ermeni Soykırımından beri süren bir politika. Ve maalesef daima cezasızlıkla sonuçlanan bir politika. Türkiye Cumhurieyeti Devleti, gözaltında kaybedilen insanlara yönelik soruşturmalarda cinayet fiilinin zaman aşımı kullanıyor. Yani 20 yıl boyunca bu dosyalarda savcılar hiçbir şey yapmıyorlar. Hiçbir delil araştırması yapmıyorlar, tanık dinlemiyorlar ve 20 yıl sonra zaman aşımı kararı veriyorlar. Bütün bu insanların dosyalarında daima zaman aşımı kararı veriyorlar. Biz Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, BM Zorla Kaybetmelere Karşı Sözleşmesini imzalamasını istiyoruz yıllardır. Maalesef imzalamıyor. İmzalarsa gözaltında zorla kaybetmelere ilişkin zaman aşımı ortadan kalkacak. Bu nedenle sözleşmenin imzalanmasında ısrar ediyoruz.

Şuan şu dakikalarda arkadaşlarımız Galatasaray Meydanı’nda şu açıklamayı yapmak için, hiç kimseye zarar vermeden, şiddet çağrısında bulmadan, şiddet kullanmadan, barışçıl bir açıklamayı gerçekleştirmek için alana gidiyor. Her cumartesi ters kelepçelenerek, yerlerde sürüklenerek, gözaltına alınıyoruz, saatlerce havasız bir arabada bekletiliyoruz, daha sonra serbest bırakılıyoruz. Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu karara rağmen maalesef bu uygulama devam ediyor. İnsan hakları savunucuları olarak, hiçbir zaman gözaltında zorla kaybedilen insanları aramaktan vazgeçmeyeceğiz. Bu bizim varlık nedenimiz. Bir kez daha gözaltında zorla kaybedilen insanlarımızın akıbetinin açıklanması çağrısında bulunuyoruz.”

İHD Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Ali İhsan Demirtaş ise Ayhan Efeoğlu’nun kayıp hikayesini okudu. Demirtaş, “Ayhan Efeoğlu 25 yaşında olup Yıldız Teknik Üniversitesi 2. sınıf öğrencisiydi. Ayhan Efeoğlu, 6 Ekim 1992 tarihinde okulunun önünde telsizli sivil polislerce yakalanarak gözaltına alındı. Ayhan’ın annesi Feriha Efeoğlu ile babası Osman Efeoğlu İstanbul DGM savcılığı, TBMM Başkanlığı ile resmi ve sivil kurumlara başvurular yaparak oğullarının akıbetini sordu.

Ailenin anlatımlarına göre; Siyasi Şube tarafından gözaltına alınan Ayhan Efeoğlu, Gayrettepe’de bir süre işkenceye tabi tutuldu. Görgü tanıklarına göre; Ayhan’ı gözaltına alanlardan biri Terörle Mücadele Bürosu’ndan Fikret Işıkkayalar isimli bir komiser idi.

Ayhan Efeoğlu için açılan soruşturmada hiçbir ilerleme kaydedilmedi; 21 Ocak 2008 tarihinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Memur Suçları Soruşturma Bürosu, isnat edilen suçu işkence ve kötü muamele kabul ederek zamanaşımı süresinin dolduğuna; dolayısıyla şüpheli olan İstanbul Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü görevlileri hakkında takipsizlik kararı verdi.

Ankara'daki faili meçhul cinayetler soruşturması kapsamında tutuklu bulunan eski özel harekât polislerinden Ayhan Çarkın’ın medyaya yansıyan beyanları doğrultusunda Ayhan Efeoğlu hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 24 Mart 2011 tarihinde tekrar bir soruşturma başlatıldı.

26 Mart 2011 tarihinde, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı şüpheli Ayhan Çarkın’ın ifadesine başvurdu. Sorgulama tutanağında yer alan olaylardan biri de Ayhan Efeoğlu’na ilişkindi. Buna göre, bir telsiz anonsu üzerine Siyasi Şube’ye giden Ayhan Çarkın, sorgu sırasında uğradığı işkence sonucu ölen bir kişinin koliye konmuş bedeni ile karşılaştı. Çarkın’ın ifadesine göre, o sırada Siyasi Şube’de bulunan kişiler, Fikret Işıkkayalar, Ali Osman Akar, Baki Avcı, Hasan Erdoğan, Ahmet Sakarya, Şefik Kul, Ayhan Özkan ve Ali Çetkin idi. Bu kişilerden Ali Osman Akar ile Ahmet Sakarya, koli içindeki bedeni kamyonet ile İstanbul dışında bir yere götürüp gömdü. Ayhan Çarkın, ifadesinde, daha sonradan bu kişinin Ayhan Efeoğlu olduğunu konuşmalardan duyarak öğrendiğini, ancak sorgusunun kim tarafından yapıldığını bilmediğini belirtti.

Yeniden açılan soruşturmada çeşitli savcılıklar birden fazla kez görevsizlik ve yetkisizlik kararı verdi ancak Ayhan Efeoğlu'nun akıbetine ilişkin bir bilgiye ulaşılmadığı gibi şüpheliler hakkında da bir işlem yapılmadı.

Acılı anne ile babanın evlat acısı sadece Ayhan Efeoğlu değildi. Ayhan’ın kaybedilmesinden iki yıl sonra 5 Ocak 1994 tarihinde kardeşi Ali Efeoğlu İstanbul-Pendik’te gözaltına alınarak kaybettirildi. Ailenin her iki oğlu için yaptığı tüm çabalar sonuçsuz kaldı.

Şimdi de İbrahim Gündem ve diğer tüm kayıp ve faili meçhul siyasi cinayetlere kurban gidenler için 1 dakikalık oturma eylemine geçiyoruz.” (Haber Merkezi)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.