Bir şehir efsanesi: Bozo Kemal

Diyarbakır, tarihi, kültür/sanat ve edebi yönü kadar, kabadayılarıyla da anılan bilinen bir şehirdir.

Şakir Epözdemir, “Diyarbakır zaten ezelden beri kabadayıdır. Ama Diyarbakır’ın kabadayılığı şerefle, mertlikle ve yiğitlikle ölçülüyordu. 4. Sultan Murat’a kafa tutan ve bu yüzden canından olan Şeyh Mahmut gibi kabadayıların yanında, benim Diyarbakır’da olduğum dönemde Fil Mıho, Bozo Kemal Yıldırım ve mensup olduğu Mala 7 Belalar, Cizrelioğulları, merhum Hasan Değer ve akrabalarının siyanetleri (korumaları),  kabadayılıkları ve yiğitlikleri konuşuluyordu. Bu kabadayılar aynı zamanda yoksul ve mağdurları destekliyorlardı” der.

O kabadayılardan (kabadayı demek belki tek başına yeterli olmayabilir) Bozo Kemal (Hamit Kemal Yıldırım) ile Fil Mıho arasında geçen ve Fil Mıho’nun öldürülmesiyle son bulan kavga Diyarbakır’da daha da konuşulur.

Amcası oğlu Canip Yıldırım, “Hevsel Bahçesinde Bir Dut Ağacı” adlı söyleşi/anı kitabında Orhan Miroğlu’na olaya da değinmiş.

Amcamın oğlu (Bozo) Kemal, daima Süleyman Demirel ile birlikte olmuş ve onunla beraber mücadele vermiştir. İlişkileri çok eskiye dayanır. Fil Mıho hadisesinden önceki zamanlara. Kemal, sadece Süleyman Bey'e inanmış biri. İşadamı kendisi. Milletvekilliği filan kafasına yatan bir şey değil, böyle bir hevesi yok yani. Ama Süleyman Demirel'e çok büyük bir saygısı vardı, o da "Bozo” derdi başka bir şey demezdi. Bakanlarla bile randevusunu iptal eder, Kemal'le görüşür. En kritik dönemde, 12 Marttan sonra, Demirel'le her şehre gider. Süleyman Demirel'in en belirgin özelliği, adamlarına, dostlarına sahip çıkması. Kemal'e karşı minnettarlığı vardır. Hamzaköy'de mecburi ikamete tâbi tutulduğunda gidip kendisini ilk ziyaret edenlerden biri de (Bozo) Kemal'dir. Yani bunlar babadırlar, raconu bilirler, sıradan adamlar değildir bunlar. Senin en kritik döneminde, sana sahip çıkar; kendini sana ispat ettirir ki, ben senin dostunum demeye getirir, hep senin yanında olacağım. Kemal, en zor zamanlarında Süleyman Demirel'den ayrılmadığı için, Süleyman Demirel de Fil Mıho hadisesinden sonra affı Bozo Kemal'in cinayeti işlediği tarihe kadar uzattı, bu tarihten başladı af kapsamına giren suçlar.

Şimdi gelelim Fil Mıho hadisesine. İki grup var. Birisi Şeyh Abdurrezzak'ın oğlu Abdullatif Ensari grubu, Piran şeyhi. Diğer grup da, Hasan Değer grubu. Fil Mıho Hasan Değer'in grubundan. Kemal'in Ensarilerle kirveliği var, birbirlerinin canciğer adamları. Bunlar aşiret değiller, tarikatları da yok, Şeyh Abdurrezzak gibi değil. Bu şeyhlerin mesela müritleri var, şeyh onlardan birine emir verse, dese ki git Orhan Miroğlu'nu öldür, Allah’ına dua eder, şeyhi bu emri ona verdiği için! Şeyhi için adam öldürür bu müritler, mübalağa değil bu. Kemal ise arkasız, bizim ailemizin şeyhe meyhe dayandığı yok. Biz sadece kendi kendimizin efendisiyiz. Diyorlar ki bunlar, Hasan Değer'in grubu, Kemal'i pis ederiz, itibarını kırarız, böylece Abdurrezzak'a üstünlük sağlarız. Bunların elinde de Fil Mıho var. Zaza Hikmet'in babası Zaza Cemal, Ayşıke denen yine Zaza bir adam. Bunlar Sinan lokantasının üst kısmında içiyorlar. Olacağı varmış hadisenin; tam Kemal Sino'nun kahvesinin önünden geçiyor, bunlar da iniyorlar. "Ulan Kemo Kemo" diyorlar, "ruhunu nereye bırakacaksın, nereye gideceksin ulan” diyorlar. Kemal bunları Yalova kahvesine doğru, hani Doşo'nun kulübesi vardı ya, o tarafa doğru çekiyor. Kemal anlatıyor sonra: "Bunlar beni takip ediyorlar, tam geldik Doşo'nun tezgâhının önüne, orada silahımı çektim ve buna bir tane sıktım”. Kurşunu alnının ortasına yiyince Fil Mıho havaya sıçrıyor. Diğerleri dağılıyor. Ağır tahrik, şu bu derken, Kemal iki-üç ay kadar yattı, af çıktı ve sonra da serbest kaldı. Aktif politikada değiller bunlar, ama Diyarbakır'da bir egemenlik kavgası da var alttan alta. Sonra Bozo Kemal İstanbul'a yerleşti. Meseleyi çözdü. Barış sağladı.

Mesele sadece iki kabadayının kavgası değil, ailelerin güç devşirmesiyle ilgili daha farklı hesaplar var işim içinde.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi